Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Nisan 20, 2011

Çocukla İletişimde Yapılan Hatalar



İletişim Engelleri

Yetişkinler genellikle çocukları dinlediklerini düşünürler, oysa çocuk konuşurken sürekli ikaz, hatırlatma, önerilerde bulunma, fikir yürütme, yargılama gibi müdahalelerle çocuğu aslında dinlemezler. Sorunu olan veya kendinden bir şey anlatmaya çalışan bir kimseye uyarı, yargılama gibi müdahaleler, konuşan kişinin susmasına veya kendini duyulmamış hissederek küsmesine, içine kapanmasına neden olur. Bu gibi müdahalelere “iletişim engelleri” denir. İletişim engelleri 12 ana başlık altında toplanmıştır.



Emir Vermek, Yönlendirmek
Bu iletiler çocuğun duygularının önemsiz olduğu mesajını verir. Çocuk karşısındakinin istediğini yapma zorunluluğunu hisseder. “Doğru odana git.” “Gürültüyü kes.” “Yapman gerekir… Yapacaksın” “Yapmak zorundasın…”

-Korku ya da aktif direnç yaratabilir.
-Söylenenlerin tersini denemeye davet edebilir.
-İsyankâr davranışa ya da misillemeye yol açabilir.

Uyarmak, Gözdağı Vermek
Bu iletiler de emir verme ve yönlendirmeye benzer ancak kişinin vereceği yanıtın karşılığı olacak tümceleri de içerir. Kişinin isteklerine saygı duyulmadığı mesajını verir. “Yemek yemezsen dayak yersin.”
“Ayaklarımın altından çekilmezsen çok kızacağım.”“…yapamazsan………. olur.” “Ya yaparsın yoksa…….”

-Korku, boyun eğme yaratabilir.
-Söz konusu sonuçların gerçekten meydana gelip gelmeyeceğini denemeye yolaçabilir.
-Gücenme, kızgınlık isyankârlığa neden olabilir.
-Öfke ve düşmanlık yaratır.

Ahlak Dersi Vermek
Bu tür ilişkilerde otoritenin ve zorunlulukların gücü kişiye karşı kullanılır. “Birisi konuşurken sözü kesilmez.”“Her zaman teşekkür etmelisin.”“Yapmalıydın.”“Senin sorumluluğun.”“…şöyle yapmak gerekir.”
-Zorunluluk ya da suçluluk duyguları yaratır.
-Çocuğun, durumunu daha şiddetle savunmasına yol açabilir.
-Bireyi karşı koymaya zorlar.

Öğüt Vermek ve Çözüm Önerileri Getirmek
Kişinin sorunlarını kendi kendisine çözeceği yeteneğinin olmadığına inanıldığını gösterir. “Neden gelip arkadaşlarınla oynamıyorsun?” “Elbiselerini yerine koymalısın.” “Ben olsam...” “ Neden………yapmıyorsun?” “ Bence …” “Sana şunu önereyim.”

-Çocuğun kendi sorunlarını çözmekten aciz olduğunu ima eder.
-Çocuğun sorununu bütünüyle düşünüp değişik çözümler getirip seçenekleri denemesine engel olur.
-Bağımlılık ya da direnme yaratabilir.

Öğretme, Nutuk Çekme, Mantıklı Düşünceler Önerme
Bu durum aile içinde o anda herhangi bir sorun yokken çocuk tarafından kabul edilebiliyor ancak problem sırasında bu durum kabul edilmiyor ve daha fazla çatışmalara neden oluyor. Mantıklı düşünceler önerme, çocuğun mantıksız ve bilgisiz olduğuna ilişkin mesaj iletir.“Bıçak sağ elle tutulur.”“Kitaplar fırlatılıp atılmak için değil, okumak içindir.”“İşte bu nedenle hatalısın…”“ Olaylar gösteriyor ki…”“ Evet ama…”“Gerçek şu ki…”

-Savunucu tutumları ve karşı koymayı kışkırtır.
-Çoğunlukla çocuğun aileyle iletişimi kesmesine ve artık dinlememesine yol açar.
-Çocuğun kendini beceriksiz ve yetersiz hissetmesine neden olabilir.

Yargılamak, Eleştirmek, Suçlamak, Aynı Düşüncede Olmamak
Bu iletiler çocuk üzerinde diğerlerinden daha fazla olumsuz etki yapar. Bu değerlendirmeler çocuğun benlik saygısını düşürür. Çocuklar hakkında yapılan olumsuz değerlendirmeler çocuğun kendisini değersiz, yetersiz görmesine neden olur. “Çok dikkatsizsin.”“Kötü çocuk oldun.”“Her zaman aynı hatayı yapıyorsun…”“Sen zaten tembelsin.”

-Yetersizlik, aptallık, yanlış değerlendirme anlamı taşır.
-Çocuğun olumsuz bir yargıya hedef olma ya da azarlanma korkusuyla iletişimi kesmesine yol açar.
-Genellikle çocuk yargı ve eleştirileri gerçek olarak algılar ( Ben kötüyüm ) ya da karşılık verir ( Siz de mükemmel değilsiniz.).

Övmek, Aynı Düşüncede Olmak, Olumlu Değerlendirmeler Yapmak
Genel inanç olarak bu durumun çocuğa zarar vereceği hiç düşünülmez. Çocuğun öz imgesine uymayan değerlendirmelerin yapılması çocukta kızgınlık yaratır. Aşırı övgü sonucunda, çocuk buna alışır ve her zaman övülmeye gereksinim duymaya başlar. “Haklısın nasıl istersen öyle olsun.”“Çok güzel!”“Haklısın, o arkadaşın berbat birine benziyor.”“Bence harika bir iş yapıyorsun.”

-Ailenin beklentilerinin çok yüksek olduğunu ima eder.
-İstenilen davranışı yaptırabilmek için, söylenen içtenlikten yoksun bir manevra gibi algılanabilir.
-Çocuğun öz imgesi (kendini algılayışı ) ile övgü uygun değilse çocukta kaygı yaratabilir.

Ad Takmak, Alay Etmek
Çocuğun benlik saygısı üzerinde olumsuz etki yapar. “Ukalasın.”“Bu kadar yaramazlık yapmaya utanmıyor musun?”“Koca bebek…”“Hadi bakalım Süpermen!”“ Aptal!”“Hadi sen de sulu göz…”

-Çocuğun kendisini değersiz hissetmesine, sevilmediği kanısına varmasına yol açabilir.
-Çocuğun öz imgesi üzerinde çok olumsuz etkileri olabilir.
-Genellikle karşılık vermeye teşvik eder.

Yorumlamak, Analiz Etmek, Tanı Koymak
Bu durum çocuğun konuşmasını ve kendi duygularını açıklamasını engeller. “Kardeşini kıskanıyorsun.”“Yorgun olduğum zaman hep beni rahatsız etmek istiyorsun.”“Senin derdin nedir biliyor musun?”
“ Her halde çok yorgunsun.” “Aslında sen öyle demek istemiyorsun.”

-Tehdit edici, tedirgin edici olabilir ve başarısızlık duygusunu uyandırabilir.
-Çocuk kendini korumasız, kıstırılmış hisseder, kendisine inanılmadığı kanısına varabilir.
-Çocuk yanlış anlaşılma endişesi ile iletişimi keser.

Güven Vermek, Desteklemek, Avutmak, Duygularını Paylaşmak
Anne babalar çocuklarının duygularını tam olarak anlamadıklarında ortaya çıkar. Böyle bir durumda sorun hiç yokmuş gibi algılanıp avutma eğilimine gidilir. “Üzülme yarın her şey düzelecek, kendini daha iyi hissedeceksin.” gibi mesajların verilmesi çocuğun önemsenmediği hissini verir. “Benim için üzülme.” “Gürültüden rahatsız olmuyorum.” “Aldırma… Boşver, düzelir…”“ Hadi biraz neşelen…”“ Zamanla kendini daha iyi hissedersin”

-Çocuğun kendisinin anlaşılmamış hissetmesine neden olur.
-Kızgınlık duyguları uyandırır.
-Çocuk genellikle mesajı “ kendimi kötü hissetmem doğru değil” biçiminde algılar

Soru Sormak, Sınamak, Sorgulamak
Çocuk sorgulanıyor hissine kapıldığında bu durum onda güvensizlik ve kuşku oluşturur.“Ne yaptığının farkında mısın?”“Bunu sana kim öğretti?”“Neden? Kim? Sen ne yaptın? Nasıl?”

-Soruları yanıtlamak genellikle eleştiri veya zorunlu çözüm getirdiğinden, çocuklar genellikle hayır demeye, yarı doğru yanıt vermeye, kaçamağa yönelir veya yalan söylerler.
-Sorular genellikle soru soranın nereye varmak istediğini açıklamadığından, çocuk korku ve endişeye kapılabilir.
-Ailenin endişelerinden doğan sorulara yanıt vermeye çalışan çocuk kendi sorununu gözden kaçırabilir.

Sözünden Dönmek, Oyalamak, Alay Etmek, Şakacı Davranmak, Konuyu Saptırmak
Böyle iletiler yüzünden çocuk, anne babasının onunla ilgilenmediğini, duygularına saygı göstermediğini belki de onu dışladığını, dikkate almadığını düşünür. Çocuklar sorunlarını dile getirdiklerinde çok ciddidir. Şaka ve espriyle karşılık vermek onları incitebilir ve itilmişlik kenara atılmışlık duygusunu verir. “TV’ deki o zırvayı izleyeceğine okusan daha iyi olmaz mı?” “Kulak zarını patlatmaktan hoşlanıyor musun?” “Daha güzel şeylerden konuşalım…” “Sen neden dünyayı yönetmiyorsun?”

-Yaşamın güçlükleriyle savaşmak yerine, onlardan kaçınmak gerekli mesajını ima edebilir.
-Çocuğa sorunların önemsiz, saçma sapan ve geçersiz olduğu anlamını verebilir.
-Çocuk bir güçlükle karşılaştığında açık davranmaktan çekinebilir.
-İletişim engelleri, kendini anlatmaya çalışan çocuğa yardımcı olmadığı gibi, onun ileride sorunlarını da anlatamamasına, içine atmasına neden olur.





Kaynak:megep ALTINTAŞ, Ersin ve Devrim ÇAMUR. Sözsüz İletişim ve Beden Dili, NobelYayıncılık, Ankara 2001.BALTAŞ, Acar. Anne-Baba El Kitabı, 2.Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1994. CÜCELOĞLU, Doğan, İyi Düşün, Doğru Karar Ver, Sistem Yayıncılık,İstanbul, 1993. CÜCELOĞLU, Doğan.Yeniden İnsan İnsana, 10. Baskı, Remzi Kitabevi,İstanbul, 1995. CÜCELOĞLU, Doğan. İnsan ve Davranışı, 7.Basım, Remzi Kitabevi, İstanbul,1997.ÇAĞDAŞ, Aysel ve Zarife SEÇER. Çocuk ve Ergende Sosyal Ahlak Gelişimi,.1. Baskı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2002.DÖKMEN, Üstün. İletişim Çatışmaları ve Empati, Sistem Yayıncılık, İstanbul,2000.GÖKÇE, Orhan. İletişim Bilimine Giriş-İnsanlararası İlişkilerinSosyolojik Bir Analizi, Turhan Kitabevi, Ankara, 1993.NAVARO, Leyla. Beni Duyuyor Musun? Ya-Pa yayınları, İstanbul.1987 ÖNDER, Alev. Ailede İletişim “Konuşarak ve Dinleyerek Anlaşalım”, 3.Baskı, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul, 2005.ÖZ, İlkim, Çocuk ve İletişim, Ankara, 1997 ÖZGÜVEN, İbrahim Ethem. Ailede İletişim ve Yaşam, PDREM Yayınları,Ankara, 2001. ROEBUCK, Chris. Etkili İletişim Kendi Kendini Geliştirme Programı, Çev:Ali Cevat Akkoyunlu, 1.Baskı, Doğan Kitapçılık, İstanbul, 2000.YAVUZER, Haluk. Çocuk Psikolojisi, 13. Baskı, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1996.YAVUZER, Haluk. Ana-Baba ve Çocuk, 12.Baskı, Remzi Kitabevi,İstanbul,1999.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın