Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Mart 19, 2019

Mutluluk Fetişizmi ve Mutluluk Çıtası



Akıl sağlığı yerinde olan her ebeveyn çocuğunun mutlu olmasını ister ve bunun için çaba gösterir. Ancak çocukların da tıpkı yetişkinler gibi her koşulda, her an mutlu olmaları mümkün değil ne yazık ki.Keşke olabilseler. Gözü yaşlarla dolu bir çocuğa hangi yürek dayanabilir ki!

Oysa mutsuzluk da mutluluk gibi yaşamın bir parçası ve çoğu zaman mutluluktan daha öğretici bir durum. Bu nedenle de dozunda yaşanan mutsuzlukların yaşamımızda mutluluk kadar yeri olmalı. Ancak aileler çocuklarının mutluluğunu kendi ebeveynlik başarılarıyla özdeşleştirdikleri için asla mutsuzluğa alan tanımıyor ve durmaksızın çocuklarını mutlu etmeye çabalıyor. Halbuki böyle bir şey mümkün değil. Psikologların hedonik adaptasyon ya da hedonik uyarlanma dediği durumdan bahsediyorum; İnsanın dış kaynaklardan gelen etkilere alışması ve artık eskisi kadar etkilenmemesi yani. 




Oscar Wilde "Sadece iki büyük trajedi vardır" der ve bu iki büyük trajediyi şöyle açıklar: "biri istediğini elde edememek diğeri ise elde etmektir.

Bir şeye sahip olmayı istediğinizde tüm mutluluğunuzu ona bağlarsınız ve erişemediğiniz her an, eriştiğiniz o andaki mutluluğunuzu hayal ederek acı çekersiniz. Oysa o hayallerinizdeki mutluluk yalnızca  alışıncaya kadar sürecek ve siz eski ruh durumunuza geri döneceksinizdir. Çünkü her insanın doğuştan getirdiği ve alışkın olduğu bir duygu durumu var. İyi ya da kötü her şeye bir süre sonra alışıp o duygu durumuna geri dönüyor. 



Hafta sonları çocuk oyun alanlarında ya da oyuncak dükkanlarındaki çocukları ve onların yanlarında tükenmiş surat ifadeleriyle çocuklarını memnun edememekten yakınan ebeveynleri görmeyenimiz var mı? İstiyoruz ki çocuk o oyun alanına girdiğinde ya da o oyuncağı aldığında dünyanın en mutlu çocuğu olsun ve o andaki duyguyla da kalsın. Halbuki bu mümkün değil. Çocuğumuz sürekli olarak dünyanın en mutlu çocuğu gibi hissedemeyeceği gibi sürekli olarak onu bu şekilde mutlu etmeye çabaladığımız sürece mutluluğunu dış kaynaklara bağlamayı öğrenecek. Kendini mutlu hissedebilmek için sürekli bir şeyler satın alması, sürekli bir şeyler yemesi ya da sürekli bir aktivite yapması gereken bir yetişkin yaratmak gibi bir tehlikesi de var yani bu durumun. 

Elbetteki çocuğun sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesi anne-babaların birincil görevi ancak sürekli olarak bu duyguda kalması için çaba harcamak ve çocuğun mutluluğunu bir fetiş haline getirmek hem ebeveyn hem çocuk için oldukça zararlı.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın