Rüya Takımı dört kafadardan oluşuyor. Cem büyümek konusunda kafası karışmış dokuz yaşında bir çocuk. Annesinin de bu konuda kafası karışık olmalı ki kimi zaman ona çok küçük olduğunu kimi zaman da artık çocuk olmadığını söylüyor ama Cem en çok annesinin "büyümek için ayaklarının üzerinde durmalısın" demesine gülüyor çünkü o ayakları üzerinde durmayı aslında çok küçükken öğrenmiş. Osmanlı tarihçisi olan babaannesinin dünyayla aynı yaşta olduğundan şüpheleniyor ve bu huysuz ihtiyardan pek hoşlanmıyor. Aynı şekilde apartmanlarında yaşayan Gizem ismindeki çilli kızıl kızdan da. Ve ukala Mert'ten de. Ama sarı saçlı bir porselen bebeğe benzeyen Ayşe'ye bayılıyor.
Kitabın başlangıcında Ayşe üzerinden kutsanmış bu güzellik anlayışı ilerleyen sayfalarda hayranlığın yönünün değişmesiyle içimizi rahatlatıyor.
Aslında birbirinden pek de hoşlanmayan bu dört arkadaş, aynı okula gittikleri ve aynı apartmanda yaşadıkları için mecburiyetten birbirine katlanıyor gibi görünüyorsa da birlikte atıldıkları macera içerisinde birbirlerini anlamaya, hatta sevmeye başlıyorlar. Tanıdığımızı zannettiğimiz insanların bile bilmediğimiz yönleri olduğunu ve aslında gerçekten tanımak istediğimizde bizi çok şaşırtabileceklerini görüyoruz bu süreçte.
Gizem'in mitoloji ve tarih bilgisi ile Yerebatan Sarnıcı hakkında eşsiz bilgiler öğreniyor, çocukların bilmeden canlandırdıkları Medusa'nın ailesiyle ilişkisinden kardeşlik ve aile olmak hakkında güzel ipuçları ediniyor çocuklar. Birbirlerini yeniden tanıyor, yeni alışkanlıklar ediniyor ve bilmedikleri duyguları keşfediyorlar.
Yazarı : Gülşah Elikbank
Yayınevi: Doğan Egmont
Satış Fiyatı: 14 TL