Aydın yeni sınıfına geldiğinde, gördüklerine çok şaşırıyor. Çünkü bu okulda hiçbir şeyin adı "gerçek" değil. Sınıfa girdiği andan itibaren tuhaflıklar başlıyor. Çocukların her biri kendilerine ait bir özelliğe göre, okuldaki herkes, her yer çocukların ona yüklediği anlamlara göre isimlendirilmiş. Ancak Aydın bundan pek hoşlanmıyor, çünkü o bir doğrucu Davut. Her şeyin "olması gerektiği gibi olması gerektiğine" inanıyor. Kendince karşı koymaya çalıştığı bu tuhaf durum zamanla onu da içine alıyor ve Aydın artık onlardan biri olup çıkıyor.
Sıra arkadaşı Patates'in yazmaya ve çizmeye olan tutkusu ve hayal dünyası ona bambaşka bir dünyanın kapısını açarken Patates, onu doğru bildiklerini sorgulamaya itiyor: "Doğru olan her şey güzel midir?" "Güzel olan her şey doğru mudur?" "Peki, her şey güzel ya da doğru olmak zorunda mıdır?"
Doğru davranmaya çalışırken aslında kırıcı olabileceğini, birinin faydalı olduğunu zannettiği bir şeyin başkasına zarar verebileceğini öğrenirken, tuhaf bulduğu bu çocukları aslında ne kadar sevdiğinin farkına varıyor.
Faydalı olmak
ya da
faydasız bir ot gibi solmak
ya da boş boş oturup
otları yolmak.
Yoksa,
faydalı olup,
tatmin duygularıyla dolmak.
mı önemlidir hayatta?
Bu sevimli arkadaşların okulda başlattığı karikatür atölyesi ise hala devam ediyor.
Yazar: Behiç Ak
Yayınevi: Günışığı Kitaplığı
Sayfa: 88
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Fikrinizi paylaşın