Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Ağustos 26, 2011

Yazgını başkalarının ıstakalarının insafına bırakmak



Murathan Mungan'ı bilir misiniz? Benim en sevdiğim yazar/şairdir. Üniversitedeyken başyapıt saydığım "yalnız bir opera"yı sahnede canlandırmıştım tek kişilik bir oyunla...

"Yalnız bir opera" en bilindik şiiridir zaten. Bir de o kadar bilinmeyen ama tek bir cümlesi sebebiyle benim vazgeçemediğim bir şiiri vardır; Bilardo Topları...


Ayrıldığımız gündü.
Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, her şey bambaşka görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta
"Biliyor musun" dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?"
Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı.
Sis ışığa çıkmıştı.
Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye benzeyen derin bir korkuyla.
"Neye?" dedim, yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar gibi, "Neye?"
"Bilardo toplarına."
"Neden?" dedim.
"Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan..."
Bir uçurum gibi derinleşen sessizlik o an başlamıştı bile bizi birbirimizden uzaklaştırmaya.
Beni terk etmeden önce yaptığın son konuşma oldu bu.
Sonra iki arkadaşım geldi, birinin omzunda ağladım, hangisiydi şimdi hatırlamıyorum.
Sonra birlikte başka bir kente gittik,
Anlarsın ayrılığın ilk günlerinde o eve katlanamazdım,
Sonra ben başka aşklara, sonra başka evlerin duvarlarına başka takvimler astım.
Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor kulaklarımda
Ardından bilardo topları dağılıyor dört bir yana
Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha ......bir daha....bir daha

İnsanların işi/gücü yoksa; kafası kendi hayatında neler yapabileceğine basmıyorsa, başkalarının hayatlarına sokuyorlar burunlarını. İzin vermek ya da vermemek çok mesele değil.  Mesele umursamamak. İnsanlar gelir, gider, sever, nefret eder, konuşur...konuşur...konuşur... Onların bileceği iş! Önemli değil.

Önemli olan kendi hissettiklerine sahip olabilmek. Yazgını başkalarının ıstakalarının insafına bırakmamak. Ne olursa olsun kendi oyununu kendin kurmak ve ona sahip çıkmak. Oyun benim, hayat benim diyebilmek; işte en güzeli bu!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın