Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Eylül 02, 2011

Bayılmışım, kendime geldiğimde kırk yaşındaydım! Şebnem Aybar



Epeydir bu dizüstü edebiyatına meyledesim var fakat bir türlü sıra gelmiyordu. Yine kitapçıya listemdeki yeni bir kitabı almak üzere girmiştim (haber vereyim Murathan Mungan yeni kitap çıkarttı) ki Ada "Anne bence bunu al" diyerek bir kitap uzattı bana. İlginçtir; üzerinde Ada'nın ilgisini çekebilecek herhangi bir şey yok kitabın. Nicedir aklımda olması dolayısıyla "peki oğlum seni mi kıracağım" diyerek aldım ben de kitabı. 

Biraz da bayram tatili münasebetiyle eve geç gelmeler, kitap okuyamadan yorgunluktan sızmalar döneminde yağ gibi kayacağını düşündüm açıkçası. Kapağında "Bayılmışım, kendime geldiğimde kırk yaşındaydım" yazan kitabı uzattım kasaya. Okudukça kitabı alırkenki düşüncelerimden utandığımı belirterek hoşuma giden bir kısmını da paylaşıp sonra da tavsiye edeyim istedim;

"Ararsan buluyorsun, 
kurcalarsan bozuyorsun, 
deşersen eline illa ki batıyor bir iğne; 
kazarsan çıkıyor, 
örtersen görünmüyor; 
duyarsan irkiliyorsun, 
tutarsan hissediyorsun, 
kaybedersen üzülüyor, 
bulunca seviniyorsun. 

Çıkarsan görebiliyor, inersen duyamıyorsun; 
yağarsan ıslatıyor, yağmadığında kurutuyorsun; 
beklersen üşüyor, yürürsen ıslanıyorsun; 
seversen semiriyor, sevmediğinde soluyorsun, 
açıksan herkes sana geliyor, kapalıysan kapından dönüp gidiyor; 
verince büyüyor, alınca borçlanıyorsun, 
gülersen kırışıyor, ağlarsan ayıplanıyorsun. 

Yol yakınsa dönebiliyor, uzaksa eğer kader diyorsun. 
acıkınca saldırıyor, doyunca itiyorsun. 
bağlayınca duruyor, çözünce yürüyorsun. 
çocukken alıyor, büyüdükçe veriyorsun. 
gençken yaşlanıyor, yaşlanınca diriliyorsun.


ve eğer kalırsan kaybediyor, gidersen kazanıyorsun.

Bu mevsimsiz diyarlardan, dantelli edebiyatlardan, silikon hayatlardan, ağdalı, iyice yapış yapış olmuş aşklardan, hayat oburluğundan, kibirden, kontrolsüz şehvetten, maneviyatsız zihinlerden, kuklacılardan ve onların korkunç suratlı kuklalarından, sahici yalancılardan, korkak cesurlardan, dans etmeyen "cool"lardan, deniz görmeyen balkonlardan, yaldızlı kağıtlardan, bedeni bakire ruhu orospu olanlardan uzağa, çok uzağa götürürsen kendini, kazanıyorsun.

kendini.
kazanıyorsun.
kendini kazanıyorsun."

Kitap bittiğinde aklıma Şems'in 40 altın kuralından biri geldi;

- Ondördüncü Kural:
Hakk' ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol.
Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.
"Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?