Her anne bir süper mariodur evet! Oyun sonunda kurtarılması gereken sümüklü bir prenses değildir ama, kendi öz be öz evladındır. Bu sebeptendir ki daha bir cevval olmak, aman vermemek gerekir.
Bebek rahme düşer ve oyun başlar.
Bilmemkimin bebeği düşmüş diye felaket tellallığı yapanlar. Kaç. Sakinlik topla biraz, huzur al ceplerine.
Koşmaya devam et.
İki canlısın diye uzatılan yemek kaşıklarından hızla yana eğilerek kurtul. Diyet listeni cebine at. Kız olacak, erkek olacak bıdıbıdıları yapanları savuştur, karnını okşamaya çalışanları tekmele.
koşmaya devam et.
Bunlar iyi günlerin, doğduğunda hiç uyuyamayacaksın, çocuk büyütmek bu kadar zor, şu kadar zor diyenleri sustur,
koşmaya devam et.
birinci level bitti.
İkinci level:
Doğumdan sonrası;
sütün yetmiyor diyenleri savuştur, üzerine pirinç unlu muhallebi ile koşan anneni bir hamle ile ekarte et, ayakları üzerine minder yerleştirmiş bebeğini ayağında sallamakta ısrar eden kayınvalidenin üzerinden atla, hiç bir şeye yardımı dokunmayıp "niye ağlatıyorsun şu çocuğu" gibi saçma sorular soran kocana dirsek çak, aaa doğum kilolarını hala veremedin mi diye soran dangalaklara uçan tekme at,
koşmaya devam et.
ikinci level bitti.
Üçüncü level:
Bebeklikten çocukluğa;
"çok zayıf bu" diyenleri sustur, "cıs yaparım, köpek geliyor, bilmem ne" diye çocuğu korkutanları devir, "hala bezden kurtulmadı mı, hala biberonla mı besliyorsun, hala emzik mi emiyor" soruları soranlara uçan tekme ile cevap ver,
akıl verenlere "sen çocuğun olunca öyle yapmazsın" cevabını yapıştır, kreş müdürlerine altınları saç, iki yaş sendromu denen canavarla savaş, televizyon denen canavarla savaş, callilou ve benzeri mantarları uzaklaştır,
koşmaya devam et.
üçüncü level bitti.
Ama oyun daha bitmedi.
Aşamalar uzun ve zorlu. Düşmanlar tam donanımlı. Durmadan koş, durmadan hazır ol, bir gözün çocuğun üzerinde, bir gözün çevrede, olabilecekleri düşün, olanları düşün, yapabileceklerini düşün, kendini didikle... didikle... didikle...
İşin zor!