Benim başıma gelmez desek de çoğu zaman; her şeyin insanlar için olduğunu unutmamak lazım. Hayatta hiç bir şeyin garantisi yok maalesef. Evliliğin sonsuza kadar süreceğinin ya da birimizin bu dünyadan erken ayrılmayacağının da garantisi yok. Bu süreç herkes için çok zor olacaktır mutlaka. En çok da çocuk için tabii ki.
Haluk Yavuzer kitabının bir bölümünde ayrılmak üzere olan, ayrılan ya da eşini kaybedenler için de tavsiyelerde bulunmuş; ben de aktarıyorum:
Boşanan Anne-Babalara öneriler;
- Her ikit araf yaşam boyu çocuğun anne ve babası olacağının bilincinde, uygarca ilişkilerini sürdürebilmelidir. Bu amaçla;
a) Kendi haklılığı, diğer ebeveynin haksızlığı ya da kendi iyiliği-diğer ebeveynin kötülüğü şeklinde çocuğun beynini yıkamaya kalkışmamalıdır.
b) Bu gergin ortamdan her iki tarafın ailesi uzak tutulmalı, çocuğun anne yanındayken olabildiğince evdışı anne-çocuk beraberliğini, baba ile birlikteyken baba-çocuk beraberliğini yaşamasına ortam hazırlanmalıdır.
c) Polis, icra memuru, avukat gibi kişileri devreye sokacak tutumlardan kaçınarak, anne ve baba çocuğun her iki ebeveyni de yeterince görmesi için fırsat hazırlamalıdır.
- Çocuk anne ve babasını düzenli aralıklarda ama sürekli görebileceğinden emin olmalıdır. Bu arada diğer ebeveyni cezalandırmak üzere herhangi bir görüşme günü hastalık dışında ertelenmemelidir. Başka bir deyişle öç almak için çocuk diğer ebeveynden yoksun bırakılmamalıdır.
- Ayrılığı izleyen ilk yılın duygusal şok yılı olması sebebiyle bu dönemde çocuğun stresle başa çıkmasında ona yardımcı olunmalı, onu zorlayacak ek yükten kaçınmalıdır. Bu sebeple yasal olsun veya olmasın ikinci bir kadın veya erkek çocuğun yaşamına ortak edilmemelidir. Baba veya anne evliliği bu kritik yılın ardından gerçekleştirebilir. Ev dışı etkinlikler sadece ebeveyn ve çocukla gerçekleştirilmelidir.
- Boşanma bazı arkadaşlarıyla çocuğun daha az anlaştığı örneğinden hareketle, basit bir dille, her iki ebeveyn tarafından çocuğa anlatılmalı, ayrı mekanlarda sürekli ve devamlı olarak diğer ebeveyni göreceği güvencesi vurgulanmalıdır. Buna ek olarak boşanma olayında çocuğun suçu olmadığı bunun anne ve babası arasındaki ilişki sorunundan kaynaklandığı söylenmelidir.
- Çocuk her iki evde de dengeli ve eşit yaklaşım tarzıyla karşı karşıya bırakılmalıdır. Taraflardan biri az görme gerekçesiyle abartılı bir tutum içine girmemeli, çocuğun her istediğine boyun eğmemelidir.
Anne veya Babanın Ölümü
- Anne veya babanın ölümü halinde, iletişim kurulabilecek yaştan itibaren gerçek çocuğa anlatılmalı, çocuk bu haberi dolaylı olarak başka kaynaklardan almamalıdır.
- Ölüm çocuğa kademeli olarak iki aşamada anlatılabilir. Söz gelimi 1. gün sağ olan ebeveyn sakin bir ortamda diğer ebeveynin geçirmekte olduğu bir hastalık nedeniyle komada olduğunu ve çocuğu artık göremeyeceğini, duyamayacağını ve onunla konuşamayacağını söylemelidir. Bu durumda gelecek herhangi bir habere hazırlıklı olması gerektiği vurgulanmalıdır. 2. Gün yine aynı ebeveyn yine kimsenin olmadığı bir ortamda diğer ebeveyni kaybettiklerini ve ölümün bir doğa olayı olduğunu çocuğun anlayabileceği bir şekilde anlatabilir.
- Kaybedilen ebeveyne ait fotoğraflar eski yerlerinde kalmalıdır.
- Çocuğun mezar ziyaretleri (8-9 yaşından itibaren) -sık olmamak kaydıyla- engellenmemelidir.
- Rahatlamak ve stresle başa çıkmak için çocuğun kızsa büyükçe bir kız bebekle, erkekse peluş bir oyuncakla bütünleşmesi, eve kedi ya da köpek alınarak çocuğun onlarla beden temasının sağlanması önerilebilir.
- Çocuk, özellikle ölümün ardından akranlarının da bulunduğu farklı ortamlarda rahatlatılmalı, hareketli oyunlar veya spor yoluyla bedenen yorulmalıdır. Bir süre için seyahate götürülerek ortamdan uzaklaştırılabilir.