Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Aralık 26, 2010

Ufaklığın Ardından....



Varlığına yeni alışmaya başlamışken; yokluğuna alışmaya çalışmak. 

"Erken dönem düşükleri genellikle organların oluşumunda bir hata olduğunda meydana gelir; doğa gebeliği sonlandırır...." dedi doktorum; ultrason ekranında bebeğimin olması gereken yerdeki boşluğa bakıyorduk; daha pazartesi günü kalbinin atışını izlemiştim aynı ekranda. Şimdi yaşadığım bu derin acının adı Düşük. Yüzlerce hamilenin yaşadığı bir şey. Düşük. Benim bebeğimin ölümünün adı bu. Tıbben çok normal. Benim için çok acı.

"Böyle sonlandığı için şanslısın; daha büyüdüğünde fark edebilir ve kürtaj yapmak zorunda kalabilirdik..." "Doğurmak ya da aldırmak gibi bir kararı sen vermek zorunda kalabilirdin..." "Fark edilemezse özürlü bir bebek doğurabilirdin..."

Mantıklı açıklamaları, mantıklı duygularla dinleyemiyorum; kafamda gebeliğimin başından beri kurduğum cümleler yankılanıyor. Kendimi suçlayacak bir sürü nedenim var: doğaya sığınamayacak kadar kötü şeyler hissettirmiştim bebeğime. Geldiği için mutlu olamamıştım. Oysa gittiği için çok üzgünüm.

Bir buçuk aydır hissettiğim o korkunun yerini tarifi imkansız bir acı aldı şimdi. Yüreğimi ikiye bölen bir vicdan azabı. Sakinleştirmeye çalışanlar "Aman canım zaten istemiyordun" dedikçe binlerce kat büyüyen bir vicdan azabı. "Sen de söylüyordun belki de zamanı değildi" cümlesini duydukça büyüyen bir vicdan azabı. Nefes almamı engelleyen bir vicdan azabı.

"Embriyondan hiç parça kalmamış içeride"

O bizim bebeğimiz. Oğlumun kardeşi. Embriyon değil! İstiyordum ben onu.Sadece korkuyordum. Sadece.

Daha mutlu olsaydım doğa daha insaflı davranır mıydı bebeğime bilmiyorum. Daha farklı hissetseydim daha farklı olur muydu bilmiyorum. Hiç bir zaman da bilemeyeceğim. Bildiğim tek şey; hayatımın hiç bir döneminde bu kadar büyük bir mutsuzluk hissetmedim.

Sebebi ne olursa olsun; bebeğimi kaybettim.Bunu düşündükçe 1,5 aydır hissettiklerimden utanıyorum! Sebebi bunlar olmasa da bu kaybın; başka bir şey hissedemiyorum! "Sağlık olsun, Allah daha büyük acılar vermesin" diye düşünmeye çalışsam da başaramıyorum!

Bu duyguyla başa çıkamıyorum. Paylaşarak azalacak mı onu da bilmiyorum.

Bedenim hala gebe hissediyor kendini. Hala bulantılarım devam ediyor. Kabullenmiyor! Ben de kabullenemiyorum! Keşke daha sakin olabilseydim.

Hem onunla birlikteyken; hem de o gittikten sonra daha iyi şeyler hissedebilseydim!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın