Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Ocak 07, 2011

Düşük ve Kürtaj



Bu yazıyı yazmaya çok önce karar vermiştim. Ama yazacak cesareti ancak toplayabildim.

Kürtaj olacağımı öğrendiğimde; başıma ne geleceğini bilmek istedim. Hastaneye ne götüreceğim, işlem ne kadar sürecek, sonrasında neler olacak... Bir araştırma yaptım internette. Fakat istediğim gibi bir bilgi bulamadım. Sonra hastane yolunda karar verdim; eve döndüğümde yazacağım, nasıl olsa her şey geçip bitmiş olacak. Fakat yine de biraz daha sakinleşmem gerekti.

Düşük ve Kürtaj

25 Aralık 2010

Sabah kalktık; kahvaltımızı yaptık oğlumla. Öğlene kadar her şey yolundaydı. Öğlen Ada'yı uyutmak için kucağıma aldım, sallanan koltuğumuzda "twinkle twinkle little star" eşliğinde gözlerimiz kapalı huzurla sallanıyoruz, birden bir sıcaklık hissettim; akıntı ya da kanama!

Ada'yı koltuğa bırakıp tuvalete koştum; kanamam vardı. Sonra birden bire suyum geldi - daha önce doğum tecrübesi olanlar bunun nasıl anlaşılacağını bilir, tuvaletinin kaçması gibi bir şey değil, içimde bir sifon çekilmiş gibi... - bir anda ortalık kan gölüne döndü. Ada bir şey görmesin diye salonun kapısını çekip eşimi aradım "bebeğimize bir şey oldu" Yarım saat sonra yanımdaydı. Yol boyunca bayılma ihtimalime karşılık telefonu kapattırmadan benimle konuştu. Beni sakinleştirmeye çalıştı. Ümit vermeye çalıştı. Fakat ben ne olduğunu biliyordum: bebeğimiz gitmişti.

Bir saat sonra doktorumun muayenehanesindeydik... Sonrası burada. Vajinal muayenede kese de bebek de görünmedi.

Doktorum 10 gün süren bir kanamam olacağını, eğer çok yoğun ya da parça şeklinde olursa acilen gelmemi söyleyip eve gönderdi. 3 gün geçti fakat -hiç- kanamam olmadı.

29.12.2010

Beklenen kanama hala olmayınca doktorumu aradım... O an bana mucize gibi gelen şu cümleden başka bir şey kalmamış aklımda "acaba bebek mi duruyor?" Bebeğin duruyor olması demek benim için yaşıyor olması demekti. Aksini düşünemedim o an. İki gün sonrasına randevu verdi. İki gün geçmek bilmedi.

30.12.2010
Evet bebek oradaydı. Kese patladığı ve boşaldığı için henüz çok minicik olan bedeni kanama ve parçalar arasında görünmemişti fakat kese tekrar dolmuştu ve şimdi orada öylece yatıyordu. Ama minik kalbi artık atmıyordu.

Doktorum kendimi hazır hissettiğim anda kürtaja alabileceğini söyledi. Yeni yıla taşımak istemedik bu üzüntüyü.

Ertesi gün saat 16:00 ya randevu verdi ve öğlen 12'den sonra hiç bir şey yeyip içmememi söyledi.

31.12.2010

Sabah kalktım; canım zaten hiç bir şey istemiyordu. Zor olmadı aç durmak; saat 10 civarında kahvemi içtim. Sonra hazırlık yapmaya başladım.

Kürtaj için Hastaneye neler götürmek gerek; Aslında hiç bir şey...
Ben bu konuda kimseden yeterli bilgiyi alamayınca; bir gecelik, bir kaç çamaşır, bir paket ped, terlik götürdüm küçük bir çantayla.Bir de doğumdan aklımda kalan çok üşüdüğüm anlar sebebiyle kalın çoraplar ve hırka.

Hastaneye (Bakırköy Çamlık Hastanesi) girdiğim anda; Elinde ameliyat geceliği ve terliklerle bir hemşire gelip beni hazırladı. Geceliğimi ve terliklerimi giydim o kadar! 15 dakika sonra doktorum gelip hazır olup olmadığımı sordu; hazırdım. Oğlumu öpüp ayrıldım odadan. Ameliyathanede sadece "benim iğne fobim var biri kolumu tutabilir mi" dediğimi ve doktorumun saçımı okşayıp; "güzel şeyler düşün; rüyanda güzel şeyler gör" dediğini hatırlıyorum. 20 dakika sonra odamda ve yatağımdaydım! Bu kadar kolay olmasına inanamadım. Keşke bu kadar kolay olmasaydı.

Yaklaşık 20 dakika iyice ayılmamı bekledikten sonra hastaneden çıktık.

Kanamam yoktu. Götürdüğüm hiç bir şeyi kullanmamıştım. Korktuğum kadar -hatta hiç- canım yanmıyordu.

Hepsi 1,5 saatin içinde bitti...

Kürtaj sonrası ilk adet; Tam bir hafta sonra! Bedenim benden daha kolay alışıyor yeni durumlara!

Üzücü bir durum ama; düşük sağlıklı nesiller için doğanın bir mucizesi... Bunu okuyan eğer bunu yaşayan biriyse; bu yazıyı da okumasını dilerim; eğer hamile biriyse; sağlıklı ve mutlu bir doğum-doğum sonrası dilerim...

Her kadının sağlıklı ve mutlu bir anne olması dileğiyle.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın