Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Mayıs 25, 2012

Bir Koroid Pleksus Kisti Öyküsü


Bugün insanlık için küçük ama bizim için büyük bir gündü. Deniz'de Koroid Pleksus Kisti görülmüştü geçtiğimiz muayenede (koroid pleksus kisti için bakınız) O günden beri bir kabusun içinde yaşar gibiydik. Dilek Hanım, bu konuda uzman olan Atıl Yüksel'in görmesini istemiş ancak kendisinden randevu almanın biraz zor olduğunu, eğer randevu alamazsam ümitsizliğe düşmememi söylemişti. 

Oysa ben alanının en iyisi olarak bilinen Atıl Yüksel'in görmesini istiyordum bebeğimi. Salı günü Dilek Hanım'ın muayenehanesinden çıkar çıkmaz, bana verdiği numaralardan Atıl Yüksel'in muayenehanesine ulaşmaya çalıştım fakat doktorumun söylediği gibi ulaşamadım. Ertesi gün yeniden denemeye başladım şansımı, bir yandan ağlayarak dua ediyor bir yandan da sürekli meşgul olan telefonu çeviriyordum ki sonunda telefon cevap verdi. Ancak istediğim cevabı değil.

Hoca çok yoğundu, acil randevu alamıyorlardı. Sekretere  yalvarmaya başladım "bebeğimin beyninde kist var, hocanın mutlaka görmesi gerekiyor diye" ve sonunda "Numaranızı bırakın hocanın boşluğu olur olmaz döneceğim size" dedi sekreter. Sonraki saatler geçmek bilmedi.

Akşam üzeri beklediğim telefon geldi; Cuma günü saat 11:00 e randevu verdiler. Cuma gününe daha iki gün vardı, bir kaç saati bile zorla geçirmişken iki gün nasıl sabredebilirdim. Zor geçti ama geçti sonraki iki gün. En küçük olasılık bile insanın hayatını karartabiliyormuş onu anladım. Düşünmemeye çalıştıkça üzerime üzerime geldi tüm olasılıklar. Ağlamamaya, sakin kalmaya çalıştıkça "ya ona bir şey olursa" düşüncesi nefesimi kesti.

Sonunda beklenen gün geldi. Sabahın altısında uyandım, saat dokuzda hazırlandım, yola çıktığımızda iki saat vardı randevu saatine ama ben yetişemeyeceğiz diye telaştan ölmek üzereydim. Yarım saat erken muayenehaneye vardık. Sonrasında büyüyen saat tik-takları ve ömrümün en zor geçen yarım saati. Daha Atıl Hoca'yı gördüğüm anda ağlamaya başladım. Deniz'i görünce daha da çok ağlamaya.

Bir saate yakın sürdü kontrol. Atıl Hoca'nın ağzından çıkan her kelimeyi hayatın sırrıymış gibi kulak kesilip dinledikten, çoğundan pek bir şey anlamadıktan ve muayenem tamamlandıktan sonra,,Atıl Hoca'nın ofisine geçtik. "Ek bulgu yok" cümlesi için canımı vermeye hazırdım üç gündür ve Atıl Hoca bunu söyledi. Sonrasında da bu kistlerin her yüz gebeden birinde görüldüğünü, önemsiz olduğunu ve çok büyük ihtimalle gebeliğin ilerleyen dönemlerinde kendiliğinden kaybolacağını, şayet kaybolmazsa bile bebeğime hiç bir zararı olmayacağını. Yanaklarımdan süzülen boncuk boncuk yaşlara rağmen kahkahalarla gülüyordum artık.

Deniz iyiydi. O zaman ben de iyiydim.

Trizomi 18 bulgusu olarak düşünülen Koroid Pleksus Kisti yanında ek bir bulgu olmadığı sürece önemsiz bir kitleydi. İkili test sonuçlarım temizdi, yaşım 35in altındaydı, Deniz'de gelişim geriliği yoktu ve en önemli bulgu: herhangi bir organda anomali yoktu. Bu durumda Trizomi 18 den bahsetmenin de imkanı yoktu.

Gebelik hikayemdeki kanama süreci ve kese içinde şu an pıhtılaşmış durumda olan kanama bölgesi sebebiyle amniyosentez sonrası düşük riskimin, hasta bir bebek doğurma riskimden daha fazla olduğunu söyledi Atıl Hoca, böyle bir riski göze almanın da anlamı yoktu. Böylece kabusumdan kurtulmuş oldum.