Ada'nın bebekliğinde de hep hayal ettiğim fakat göze alamadığım bir şeydi bu. Aslında ben uyku eğitimine inanmam. Aslında çocukla ilgili şeylerde eğitim kelimesinin kullanılmasından bile rahatsız olurum. Ada'nın bebekliğinde de bu sebeple hiç girişmedim bu işlere, Ada nasıl isterse öyle uyudu. Genelde en çok rahatsız olunan uyku şekli olan memede uyuma şekliyle uyudu. 18 ay boyunca yanında uyudum ben de. Memeden ayrıldıktan sonra klasik kitap okuyarak uyuma modeline geçtik. Aşamalarla kendi odasına, kendi yatağına geçtik.
Deniz'in kendi kendine uyumaya başlama serüveni enteresan oldu. Tamamen kendisi yönlendirdi beni diyebilirim. Uykuya dalma sorunu var çünkü evde sürekli ses var. Hal böyleyken uykuya dalmasına yardımcı olmak gibi bir zorunluluk oluştu. Başlangıçta kolaya kaçıp sallayarak uyutmaya başladım fakat uzun vadede bunun geçerli bir çözüm olmayacağını, hatta sallanmayı bırakmakta zorlanacağını ve bunun bir uyku problemine dönüşeceğini düşünüp korktuğumdan başka bir çözüm arayışına girdim. Ada'nın bebekliği zamanında okuduğum Tracy Hoggun yatır-kaldır yöntemini biraz bize adapte ederek bu işi çözüp çözemeyeceğimi denemeye karar verdim sonra da.
Birinci adım, Ada'nın memeden ayrılma döneminde yaptığım gibi müzikle uyumaya alıştırmak oldu. Odasında hafif bir müzik çalarak (iphone aplikasyonu olduğundan Radyo Voyage ciddi iş gördü bu esnada) hem evdeki diğer seslerden izole etmiş oldum hem de sakinleştirdim. Başlangıçta müzik çalarken sallamaya yani eskisi gibi uyutmaya devam ettim, yavaş geçişler genel prensibim zira. Her adımda tek yenilik yapıldığında daha kolay adapte oluyor çocuklar her şeye.
2-3 kez bu müzikle ve sallayarak uyuttuktan sonra, tam uykuya dalmak üzereyken beşiğe bırakma kısmına geçtim. Bu dönemde ağlatmamak önemli çünkü beşiğine ve uykuya tepki geliştirmesine sebep olabilir. Eğer ağlarsa kucaklayıp tekrar sallayarak uyku moduna geçirmek gerekiyor. 5-6 kez beşiğinde uykuya daldıktan sonra beşiğe yattığında uyuması gerektiğine güdülenmiş oluyor. En son olarak da uyku öncesi karnını doyurup odasında müziğini açtıktan sonra emziğini vererek beşiğine bırakmaya ve yanında beklemeye başladım. Beni görebileceği bir noktada oturdum.Ağlamasa bile mızırdanmaya başladığı anda yanına giderek gülümseyerek dokundum beşiğinden almadan. Sonuç tahmin ettiğimden daha hızlı ve kolay oldu.
Artık beşiğine bıraktığımda odasındaki koltukta oturmam yeterli oluyor-ki muhtemelen oturmasam da fark etmeyecektir ancak içim rahat etmiyor kapıyı çekip çıkmaya.
Uyku eğitimlerinden hatırladığım olmazsa olmazlar;
-Mutlaka bir uyku ritueli olmalı
-Beşiğini oynamak için kullanmamalı
-Uyku nesnesi kullanıyorsanız uyku dışında oynamamalı
şeklindeydi. Bunlara da sadık kalmaya çalıştım.
Deniz'in kendi kendine uyuma serüveni tam bir kolaj oldu yani. Önemli olan da bu bence. Sadece bildiklerimle değil, çocuğumun istekleri ile birlikte hareket edince daha kolay oluyor herşey.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Fikrinizi paylaşın