Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Mayıs 04, 2013

Hayır, Abartmıyorum!



Son dönemlerde bir reklama da ilham veren "anne görüşü" diye birşey var evet, mesela, çocuk on saniye gözün önünden ayrıldıysa akla binbir türlü senaryo gelir ki en baba korku filmi senaristleri o kadar seri yazamaz. Çocuk öksürüyorsa mutlaka ciğerleri dinlenmelidir. Çocuk koştuysa terlemiştir ve atleti değiştirilmelidir. Çocuk kahvaltıyı eksik yaptıysa öğle yemeğinde mutlaka tamamlanmalıdır. Çocuk zararlı ve gereksiz gıdalardan uzak tutulmalıdır. Zararlılığı kesin olarak kanıtlanmış şeyler öldürücü olsun olmasın çocuk için tehlike arz eden şeylerdir.... Bunlar "abartmak" değildir. Bunlar yalnızca annelere özgü olan bir detaylı düşünebilme yeteneğinin sonuçlarıdır.

Eğer "anne" değilsen, bunu anlamaya imkan, ihtimal yoktur. Baba olman, abi olman, teyze olman, dayı olman hatta anneanne yahut babaanne olman önemli değil, eğer sen o çocuğun annesi değilsen, anlayamazsın bunu.

Şeker-çikolata vesair abur-cubur çocuklar için zararlıdır. "Kıyamıyorum" diye bunu tüketmesine izin vermek ve izin vermesi için anneye baskı uygulamak saçmalıktan ibarettir, asıl olan; eğer kıyamıyorsan o gıdalardan uzak tutmaktır zira çocuk bunları tükettiğinde karşılaşabileceği hastalıklar her gün doktorlarca bangır bangır ilan ediliyor. Zararlı olması için yendiği anda çocuğu öldürmesi gerekmiyor!

Kıyamadığın çocuğa içeriğinde şeker olan bir gıda verdiğinde nelere yol açıyorsun uzun uzadıya yazmaya gerek yok, googlea "şekerin zararları" yazdığın zaman zaten karşına binlerce link çıkıyor. Durum buyken; kıyamıyorsan; çocuğuma şeker verme! Abartmıyorum! Şeker zararlı! 

"Biz sizi böyle büyüttük", "biz yedik ne oldu?" bu konudaki geçerli savunma cümleleri değildir, hele ki Türkiye'de 2.6 milyon diyabet hastası, 2.8 milyon kalp hastası, 7.5 milyon böbrek hastası varken ve her yıl 300.000 kişi kalp-damar rahatsızlıkları sebebiyle hastaneye başvuruyor iken, ben şekeri abartmıyorum, yalnızca çocuğumun risk altında olmasından hoşlanmıyorum.

Bilinçli bir anne; bilerek ve isteyerek çocuğuna zarar vermez. Bir anne çocuğuna "hayır"derken, içinde büyük bir savaş yaşar. Eğer ben çocuğuma herhangi bir şey için "hayır" diyorsam, gerekli bir sebebi vardır ve aynı şekilde eğer ben bir şeyi yapıyorsam; çantamda derece, ateş düşürücü şurup, yara bandı taşıyorsam, cüzdanımda çocukların aşı kartları ve doktor kayıtları varsa, dışarı çıkıyorken iki saat kalacak gibi değil, kampa gidiyor gibi çıkıyorsam, etkinlik sonunda atletini değiştirip dışarı çıkartıyorsam, suyunu çelik matara ile yanımda gezdiriyor, zorda kalmadıkça plastikten petten uzakta tutuyorsam, kütüphane dolduracak kadar kitap okuyor, bulduğum her türlü dökümanı dibine kadar inceliyor, kılı kırk yarıyorsam; abartmıyorum; sadece anneyim!

Peki abartmayanlar anne değil mi? Tabii ki anne, bunu daha önce de yazmıştım; "Annelik tarzını belirleyen tek şey, karakterdir"  Benim karakterim bu. Detaycıyım, pimpirikliyim, endişeliyim. Özellikle çocuklarım söz konusu olduğunda aksinin beklenmesi beni yalnızca çileden çıkartıyor.  Şunu çok iyi öğrenmeli artık insanlar bence; Annenin anneliğini eleştirecek tek kişi çocuğudur.

ve  "Bir anne çocuğu söz konusuysa asla abartmaz, yalnızca başkaları o çocuğu daha az önemser!"

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın