Çocuklarımızın doktoru Murat Palabıyık, bir sohbet esnasında mesleği ile ilgili bir konudan bahsederken "bizi okulda sağlıklı çocuklara maruz bırakırlar, sürekli sağlıklı çocuklarla çalışırız böylece sağlıksız bir çocuğu gördüğümüz anda tanıyabiliriz." demişti. Murat Bey'in söylediği her şey gibi bunu da hem ebeveynliğim hem de yaşantım için bir ders niteliğinde aklımın bir köşesine yazdım. Anormal olanı gördüğün anda anlayabilmen için normal olana sürekli maruz kalman gerekiyor ya da tam tersi, anormal olana ne kadar maruz kalırsan normalin o oluyor ve olması gereken yalnızca az görünür olduğu için anormalleşiyor.
Bir süredir ortalıkta kol gezen nefretin bu kadar normalleşmesi mesela. Mesela paylaşılan facia fotoğraflarına giderek duyarsızlaşılması. Mesela sürekli kavga dövüş izleyen bir çocuğun bunu yaşamın bir parçası haline getirmesi. Mesela çok görünenin bir süre sonra görünmez olması...
Sosyal medyada üç-beş dakika geçirdiğinizde kullanıcıların kötücül dilini ve bunu ne kadar eğlenceli bulduklarını, bu dille yazılmış gönderilerin ne kadar fazla etkileşim aldığını hemen fark ediyorsunuz.Tamamen aşağılama, nefret içeren ve çoğu zaman cinsiyetçi bir küfür ile bitirilmiş gönderiler ve böyle bir dil kullanmayı normal saymaya başlamış bir kitle.
Televizyonu açtığınızda her programda birbirini asan, kesen insanları, tecavüzleri, istismarları, hırsızlıkları, kaybedilen çocukları görüyor, izliyorsunuz.
Gazetelerde nefret diliyle atılmış manşetler, birini ötekine kıyaslayan, ayrıştıran yazılar...
Ve giderek insanların mutlu görünmesi, eğlenmesi, birbirini sevmesi aşağılanmaya, kızgınlığa hedef olmaya başladı.
Çünkü bizi hep sağlıksız olana maruz bırakıyorlar ki sağlıklı olanı gördüğümüzde anormal olduğunu anlayalım.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Fikrinizi paylaşın