Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Aralık 10, 2010

Çocuğum Yumurta Yemiyor!


Annelerin çocuklarına yedirmekte zorlandığı bir besin yumurta. Ada'nın da yumurta yemediği bir dönem oldu. Sanıyorum yaşına girdikten hemen sonraydı; ayıla bayıla yediği yumurta sarısının yanına beyazı da eklenince hiç hoşlanmadı bu durumdan. Yumurtayı komple reddetti. Ne sarısını ne beyazını istemez oldu. O dönemlerde krep yaparak, kek yaparak halletmeye çalışsam da çok üzülmüştüm bu duruma. Babası da hiç hoşlanmaz yumurtadan çünkü. Eyvah! Yemeyecek moduna girdim. Besin değerlerini falan araştırmaya başladım.



Yumurtanın içinde en yüksek besin değerine sahip vitamin ve mineraller;
BESİN ELEMENTİ               BÜTÜN     BEYAZ     SARI
Enerji (kkal)                       75           17             59
Protein (g)                      6,25          3,52           2,78
Vitamin A (IU)                317,5            0            317
Vitamin D (IU)                 24,5             0              24,5
Kolin (mg)                     215,1         0,42          214,6
Kalsiyum, Ca (mg)               25           2                 23
Magnezyum, Mg (mg)             5          4                   1
Sodyum, Na (mg)                63          55                  7

Öyle zannettiğim kadar ahım şahım bir protein kaynağı değilmiş .Beni şaşırtan A vitamini ve Kolin (Bir tür B vitamini. Yağların vücutta işlenmesini, yakılmasını sağlar böylelikle de karaciğerin yağlanmasını engeller)oranı oldu.
Bazı yiyeceklerdeki (100 gr) protein oranları;
Dana eti (orta yağlı) 19.1
Koyun eti  16.5
Balık (cinsine göre değişir)   14.8 - 26.3
Tavuk eti   18.6
Karaciğer   19.2
Bezelye     24.2
Kurufasulye  22.3
Mercimek     24.7
Nohut         20.5
Soya Fasulyesi  34.1
Ceviz   14.8
Beyaz Peynir 16.8
Kaşar Peynir  27.0
Süt (orta yağlı, inek sütü)   3.3
Yoğurt  3.4
Ekmek  9.1
Mısır (patlamış - sade)  12.7
Pirinç  6.7
Leblebi 19,2

Yani proteini için üzülmeye gerek yokmuş.

A vitamini;
A vitaminin faydaları ve A vitamini hangi besinlerde bulunur? Görme üzerindeki rolüyle tanınan bu vitamin, ilk keşfedilen vitamindir. A vitamini yağda çözünen vitaminlerden biridir ve karaciğerde depolanabilir. Eski Mısır'da, görme bozukluğunun tedavisi çiğ karaciğer yemekti.
Göz, deri, mukoza sağlığında, hastalıklara karşı direnç kazanmada ve büyümede rol oynar. Burun, boğaz, akciğerler ve idrar yolları enfeksiyonlarına karşı korunmaya yardım ederek cilt ve mukozasının sağlıklı kalmasını sağlar. Gece görmede rol oynayan bir göz pigmentinin oluşması için gereklidir. Damar sertliği ve katarakt gibi hastalıkları engelleyici etki göstermesi A vitamininin faydaları arasındadır. Kolestrol ve böbrek üstü bezi hormonlarının sentezinde görev alır. Vücutta doku yenilenmesini ve hücre onarımını sağlayıcı etki gösterir. Kemik ve saç sağlığı için büyük önem taşır. Küçük çocuklarda diş sertleşmesini sağlar.
Hayvansal kaynaklardaki A vitamininin %70-90'ı Retinol, geri kalanı Caroten şeklindedir. Bitkilerde sadece caroten bulunur. Bitkisel besinler: Havuç, kayısı, kuşkonmaz, lahana, marul, domates, yeşil biber, kırmızı biber, kavun, mısır, ıspanak, fasulye, koyu ve yeşil yapraklı sebzeler. Hayvansal besinler: Balık, tereyağı, süt, deniz ürünleri, yağlı peynir, karaciğer A vitamini olan besinler arasındadır.



D Vitamini;
D vitamini ihtiyacı büyük oranda güneş tarafından karsılanır. Güneşin ultraviyole ışınları cilt yağını D vitamini üretmesi için harekete geçirir. Günde 10- 15 dk güneş ışığı almak D vitamini sentezi için yeterlidir. Yaz ayları süresince 3 hafta güneşlenmenın altı aylık D vitamini gereksinimini karşılayabileceği belirtilmektedir.
D vitamini besinler yoluyla da alınabilir. Balık yağı, süt ve süt ürünleri, sardalya, uskumru, somon, ton balığı, yumurta sarısı, tereyağı, yulaf ezmesi gibi besinlerde D vitamini bulunur. D vitamini içeren besinlerde D vitamini etkin halde bulunmaz, önce karaciğer sonra böbrek tarafından iki aşamada aktif hale dönüşür. Ancak beslenmeyle D vitamini gereksinimini karşılamak oldukça zordur.

Kolin;
Bir çeşit B vitaminidir. Yağların vücutta işlenmesini, yakılmasını böylelikle de karaciğerin yağlanmasını engelleyen bir faktördür. Yiyeceklerde bol miktarda olmasına karşın suya karşı dirençsizdir. Besinlerin pişirilmesi, işlenmesi ve saklanması esnasında kolaylıkla bozulur. Ayrıca bir çok ilaç onu etkisiz kılar. Bağırsaklardan kolaylıkla emilir ve kan-beyin bariyerini geçebilen yegane vitamindir. Bu özelliği ile beyindeki kimyasal olaylarda rol almaktadır. Kendisine hafıza vitamini de denilmektedir. Sinirlerdeki iletilerde önemli görevi olan asetilkolin maddesi için gerekli bir moleküldür.
Belirlenmiş günlük gereksinim miktarları yoktur. Ortalama olarak günlük 500 mg. yeterli görülmektedir. Yiyeceklerle bu miktar alınabilmektedir. Doğal olarak canlı her hücrede bulunduğu için her türlü sebze ve hayvan etinde vardır. İnsan vücudu kolini glisin isimli amino asitten elde edebilir. Soya fasülyesindeki lesitin de boldur. Yumurta, balık, yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer kolin içeriğinden zengindir.



Doğal kalsiyum, sodyum ve magnezyum kaynaklarına süt mevzusunda değinmiştim onu tekrar vermiyorum...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın