Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Aralık 04, 2010

Öfke Krizleri



Bebek büyümeye başladıkça, annelerin başına bela oluyor sanırım bu krizler. 

Kimi zaman uykusuzlukla, kimi zaman herhangi bir tatsızlıkla da desteklenince; ağlama krizleri, öfke krizleri kaçınılmaz oluyor. Ben çok sakin bir insanım dolayısıyla asla bir öfke krizine gireceğimi düşünmezdim. Fakat bazen öyle anlar oluyor ki, evin orta yerine boca edilmiş bir kutu krem, sen koşuncaya kadar bir anda yakalanıp yere atılan bir bardak ya da tabak, yeni ütülediğin çamaşırların arasına oturmuş biberonundaki meyve suyunu özenle silkeleyen bir çocuk. Bir anda kafa tasından dumanlar çıkmaya başlayabiliyor.

Ebeveynler için bir güzellik yapmış Elizabeth Pantley... Öfke krizi neden olur ve nasıl engellenebilir yazmış...

Bazı anlarda çok fazla işime yaramadığını düşünsem de (özellikle son günlerdeki halsizliğime tuz biber olan olaylarda) kullanılabilir ip uçları vermiş...

Neden bu kadar öfkeleniyoruz? Çocuklarımıza bu kadar sinirlenmemizin çeşitli nedenleri var. Sinirlerimizi kontrol etmenin ve daha iyi sonuçlara ulaşmanın ilk adımı öfkemizin nedenlerini anlamaktır. Böylece duruma daha nesnel bir gözle bakabiliriz. 
Eğitim Eksikliği Ebeveynlik 24 saat süren zorlu bir iştir. Ama çoğumuz bu konuda eğitim almadık. Bir çocuk yetiştirmek bir ölüm-kalım meselesidir. Belki de sahip olabileceğiniz en önemli,en zorlayıcı, en yoğun, en heyecan verici ve en fazla hayal kırıklığı yaratan meslektir. Bazen bu kadar sinirlenmemizin nedeni işte bu korku, karmaşa ve hayal kırıklığı dolu duygularımızdır. 
Çocukların Özgür İradeleri Vardır! Çocukları yemeğe, uyumaya, dinlenmeye, hareket etmeye, özür dilemeye, tuvalete gitmeye mecbur edemezsiniz. Onların özgür iradeleri vardır ve doğdukları andan itibaren yaşamlarını yardımsız sürdüremedikleri halde bağımsız olmak için çalışırlar. Bu çok hayal kırıklığı yaratan bir şeydir. Çocuklar çocuktur! Sizin gibi bir -mantığa- sahip değildir. Neyi neden yaptıklarını anlamayız zira kendileri de anlamazlar. Bizim kafamızdakileri yapmadıkları, ebeveynlik becerilerimize karşı geldikleri ve kendilerine zararlı olan davranışta ısrar ettikleri zamanlarda bizim de patlamamız kolaylaşır. 
Beklentilerimiz Gerçeklerden farklıdır.Beklentiler gerçeklere uymazsa hayal kırıklığı yaratır. Beklentiler ve gerçekler arasındaki uçurum ne kadar büyürse öfke de o kadar büyür. Bir çocuğun kendisi için çok sıkıcı olan bir misafir oturmasında hareketsiz olarak beklemesini istemek büyük bir hayaldir ve gerçeklerle arasında dağlar vardır... 
Başka konulardaki öfkeler çocuklarımızdan çıkar!Öfkelenmeden önce bir düşünün; gerçekten çocuğunuzun döktüğü şeye mi öfkelendiniz yoksa kocanızla kavga mı ettiniz, işinizde bir sorun mu yaşadınız?
İşleri Daha Kötü Yapan Bazı Düşünceler;
"Benim Çocuğum Yanlış Davranamaz"Artık bunu kabul edin. Sizin çocuğunuz da bir -çocuk- Bütün çocuklar yanlış davranırlar. Yanlış davranmayan çocuk hayatımda hiç görmedim. Yanlış davranışlarla uğraşmak da ebeveynliğin en temel gerekliliklerinden biridir. Diğer bir deyişle -çocuklar deneye yanıla öğrenirler-  ve bu arada da hata yaparlar. Hiç bir çocuk kuralları bilerek doğmaz! Bu kuralların öğrenilmesi bir süreçtir. Ebeveyn olarak bizim görevimiz de bu süreçte çocuklarımızı yönlendirmektir. Ona doğruyu yanlışı öğreterek yetişkinliğe geçmelerini sağlamak ve her gelişim aşamasında bunun gereğini yapmaktır.
Aslında bizi öfkelendiren çocuğumuzun davranışı değildir. Biz kendimizi çocuğumuzun davranışı hakkındaki düşüncelerimiz nedeniyle öfkelendiriyoruz.
Bir mağaza ortasında çocuğunuz öfke krizi içindeyken sizi izleyen "o insanın" ya çocuğu yoktur ve durumu anlamaya çalışıyordur, ya bir çocuğu vardır ve sizden nasıl davranması gerektiğini öğrenmeye çalışıyordur ya da Allahtan bu sefer bu çocukla uğraşmak zorunda kalan ben değilim diye düşünüyordur.
Öfkenizi kontrol edebilmek için düşüncelerinizi değiştirin;"benim çocuğum da yanlış davranabilir""benim çocuğum bu deneyimden sonra bir şey öğrenecek""deneme yanılma sürecinde hata da vardır""benim çocuğum normal bir çocuk; bu tipik bir çocuk davranışı""bu da geçecek""ben bununla başedebilirim"
Çocuğum beni çıldırtmak için böyle davranıyor Bazen -gerçekten- böyle gözükse bile bunun doğruluğunu saptamaya çalışalım. Kızınız -gerçekten- sizi çıldırtıp akşamki izninden olmak ister mi? Ya da oğlunuz odasında cezalı bir şekilde oturmaktan hoşlanıyor olabilir mi?
Çocuklar ebeveynlerini öfkeli görmekten ve sonuçlarına katlanmaktan nefret ederler fakat -olumsuz da olsa- sürekli olarak sizin ilginizi isterler ve oyunun kurallarını belirlemeye çalışırlar.
İlgiye ihtiyaç duyan bir çocuk sizi yeterince sinirlendirebilirse elinizdeki bütün işi bırakıp - onunla ilgileneceğinizi- bilir.
Sınırları zorlama ve kuralları belirleme konusunda çocuklar bizi sınuna kadar denemekte ve bizim fikirlerimizi değiştirmemizi sağlamaya çalışmaktadırlar. Yanlış bir davranışın nedeni bazen çok basit ve amaçsız olabilir; çocuğunuz sizin onu anlamanız için o kadar çok çaba göstermiştir ve bu konuda o kadar duygusal olabilir ki duyguları onun akılcı davranabilmesini engellemektedir. Bu nedenle asıl suçlu hayal kırıklığı olabilir. Bütün bunları aklınızda bulundurarak çocuğunuzu anlamaya ve problemi saptayıp çözümünü bulmaya çalışın.
"Çocuğum her şeyi gayet iyi bilir"Bu gerçekten doğru mu? Cevabınızın evet olmasına pek şaşırmayacağım. Çocuklar gerçekten kuralları ve ebeveynlerinin sınırlarını nereye kadar zorlayacaklarını iyi bilirler!
Kuralları çok iyi bilseler bile; nereye kadar esneyeceğinizi ya da ne koparacaklarını da görmek isterler. Hiç değilse; sizin kurallarınıza ne kadar bağlı olduğunuzu veya bu kuralların herhangi bir sebeple değişip değişmeyeceğini denerler...
Kendinizi düşünün; etrafta polis olmadığından eminseniz hız kuralı umurunuzda olur muydu?
Normal çocuk davranışları için kendinizi heba etmeyin! Bu davranışı sevmeyebilirsiniz ama; tüm enerjinizi ve zamanınızı ona harcamayın!
"Çocuklarım böyle davranırsa insanlar benim kötü bir ebeveyn olduğumu düşünür"Az önceki mağazada sinir krizi geçiren çocuğu hatırlayın!Sizi izleyen "o insan" ; çocuğu yoksa biraz yargısal düşüncelere sahip olabilir.  Unutmayın ki onun düşüncelerinin sizin kim olduğunuz ya da ebeveynlik becerileriniz üzerinde bir etkisi yoktur.
Önceliklerinizi belirleyin; toplum önünde bir yarışmada değilsiniz; ebeveynlik becerilerinizi kullanmanız ve -çocuğunuzu sakinleştirmeniz- gerekiyor.
Eğer diğer insanlar sizin için -çocuğunuzdan daha değerli- değillerse görmezden de gelinebilirler...
"Çocuklarım böyle davranıyor çünkü ben kötü bir ebeveynim"Annelerin genellikle böyle düşünme eğilimi vardır. Bu çağda bile ancak iyi olan "annelerin" çocuklarının iyi olacağı düşünülür.
Şuna bir cevap verin: çalışan ve çocuğu olan kadına ne denir; çalışan anne... Peki çalışan ve çocuğu olan adama; BABA
Anne genellikle birincil ebeveyn kabul edilir ve çocuğun davranışından anne sorumludur.
Eğer anneler kendi değerlerini çocuklarının davranışlarına göre saptarlarsa bu davranışlar karşısında suçluluk duymaları kolaydır ve böyle düşünen ebeveynlerin çocuklarının kötü davranışları karşısında sağlıklı bir tepki vermesi çok zordur. Bunu yapabilmek için herkesin farklı olduğu gerçeğini kabullenmek gerekir.
Çocuklarla ilgili çok güzel bir benzetme yapabiliriz;Çocuklar tohuma benzer. Bazıları elma, bazıları portakal ve bazıları da armut ağacıdır. Bazıları domatese bazıları da gül fidanlarına benzerler. Ebeveynler bahçıvan gibidir. Taze fidanlara su verip bakmaları gerekir. Genç bir fidanı ne zaman sopa ile destekleyeceğini ne zaman sera içine alacağını iyi bilir. İyi bir ebeveyn iyi bir bahçıvan gibi ağaçlarının daha sağlıklı enerjik ve meyve dolu olmasını sağlayabilir ama bir elma ağacını portakal ağacına dönüştüremez...
Çocuklarımız özgürdür. Onları yönlendirebilir, besleyebilir veya bir şeyleri öğretebiliriz. Ama hiç bir zaman tümüyle sahip olamayız. Bazen bizi üzen, kızdıran şeyler yapabilirler...
"Çocuklarım beni sadece bağırınca dinliyor"Sadece -bağırdığınızda- ciddiyseniz bu doğru olabilir. Genellikle ebeveynler o davranışa tahammül edemeyecekleri aşamaya kadar boş sözler ve tehditler savurup dururlar.
Sakin kalmanın 4 Aşaması
-Durun, nefes alın ve sayı sayın-Kendinizi -görün- (durup nefes almak ve sayı saymak sizi gerçeği görecek kadar sakinleştirmiş olmalıdır. kendinize bakıp tabağındaki yemeği biritmediği için bebeğinizin canını yakmak üzere olduğunuzu görmek sizi dehşete düşürecektir.)- Beklentilerinizi küçültün-Ebeveynlik becerinizi kullanın
Neler yapabilirsiniz; (cırıl cırıl bağırmak yerine;)-Net bir cümle kurabilirsiniz (saat 10 ve yatma zamanı!)- Seçenek sunabilirsiniz (birlikte yatabiliriz ya da kendin uyuyabilirsin)- Anneanne kuralı (eğer sessizce yatarsan sana kitap okuyabilirim)- Kısa ifade                          (yatağa!)-Canlandırma (selam ben uyku perisiyim sihirli uyku tozumu üzerine serpebilmem için hyemen yatman gerekiyor)- Not Yazmak (uyumaya hazırlanan bir çöp adam bile yeterli)-Espri anlayışı (kendinizi yere atıp aman tanrım hemen uyumalıyım diye kıvranmaya başlayabilirsiniz)- Gözardı etmek (ben uyumaya gidiyorum ve rahatsız edilmek istemiyorum)

Ben ebeveynim! Yetki Bende! Planım da bu! diyen bir tavırla yaklaşan bir büyüğe hiç bir çocuk karşı koyamaz.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın