Çocukların büyüme ve gelişme için ihtiyaç duyulan enerji ve besin öğelerini yetersiz almaları çeşitli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Özellikle vitaminler, proteinler ve mineral maddeler büyümede çok önemli besin öğeleridir.
Normal yaşam koşullarında, yaşla birlikte çocukların ağırlıkları ve boyları artar. Yetersiz beslenme ve enfeksiyonlar, büyümenin geri kalmasına neden olur. Aynı zamanda beslenmedeki yetersizlikler solunum yolu enfeksiyonlarının, ishal v.b hastalıkların sık ve ağır geçirilmesine neden olur. Eksik protein alımında büyüme durur, vücut gelişimi geri kalır. Vitamin ve mineral eksikliğinde kemiklerde yumuşamalar, eğrilmeler oluşur, dişler gelişemez. Dişlerin çıkmasında gecikebilir, çıkan dişlerin çabuk çürümesi ve dökülmesi gibi sorunlarla karşılaşabilir.
Dünyada milyonlarca çocuk beslenme yetersizliğinin neden olduğu hastalıklardan ölmektedir. Özellikle 6 yaş ve öncesi çocuklar daha fazla riske sahiptirler. Beslenme yetersizliği sorunlarının erken dönemde tanımlanıp, düzeltilmesi ölüm oranlarını azaltacaktır. Çocuklar besin tüketiminde ailenin beslenme alışkanlıklarını benimserler. Çocukluk döneminde, zorlanmadan değişik besin gruplarından yemeye alıştırılan, sağlıklı beslenen çocukların büyüme ve gelişmesi istenilen standartlarda olacaktır. Küçük çocukların boy ve ağırlık gelişimleri düzenli olarak izlendiğinde, yetersiz beslenen çocuklar standartların altında kaldığı görülmektedir. Bu nedenle yaşa göre boy ve kilo ölçümleri çocukların beslenme durumunu saptamada oldukça önemli ve güvenilirdir.
Beslenme Yetersizliğinin Çocuğun Gelişimine Etkileri
Enfeksiyon hastalıkları sık görülür.
Dikkat eksikliği ve geç öğrenme görülür.
Büyüme ve gelişme yavaşlar.
4-Beyin hücreleri olumsuz etkilenir.
Zekâ geriliği ortaya çıkar.
Hastalık sonrası ölüm oranı artar.
Beslenme Yetersizliğinin Nedenleri
Kalori ve Besin Maddelerinin Yetersiz Tüketilmesi
Ailenin geliri, ailedeki bireylerin ihtiyacı olan yiyecekleri sağlamaya yetmeyecek kadar az olabilir. Ayrıca ailenin yeterli ve dengeli beslenme konusunda bilgisiz olması çocukların yetersiz beslenmesine neden olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde beslenme yetersizliği sorunları daha çok gelir düzeyi düşük ailelerde görülmektedir.
Çevre Sağlığı Koşullarının Yetersizliği
Çevre koşullarının sağlıksız olması, çocuğun beslenmesini etkiler. Uygun olmayan çevrede çocuklar kolayca enfeksiyon kapabilirler. Ateşli hastalıklar çocuklarda kusma, ishal ve beslenme bozukluklarına yol açar. Vücut direncinin düşmesi ikinci bir hastalığa çocuğun kolayca yakalanmasına neden olur. Barsak parazitleri de olumsuz çevrede yaşayan çocuklarda sık görülmektedir. Alınan
besinlere ortak olan parazitler çocuğun yetersiz beslenmesine neden olmaktadır.
Doğuştan veya Sonradan Meydana Gelen Hastalıklar
Doğuştan gelen kusurlar (yemek borusu darlığı, tavşan dudağı, kurtağzı v.b) ile kalp hastalıkları çocuğun beslenmesini etkiler. Sonradan meydana gelen ateşli hastalıklar, temel yiyeceklere olan alerjiler beslenmeyi güçleştirmektedirler.
Sosyo-Kültürel Etmenler
Hiç anne sütü almayan ya da çok az alan çocuklarda beslenme yetersizliği sorunları daha sık görülür. İlk altı ay anne sütü çocuk için çok gereklidir. Ek besinlere zamanında (4-6 ay) başlanması önemlidir. Anne sütünün 6 ay mikroplardan korumada önemli olması, eksik alımında enfeksiyonlara yakalanma riskini arttıracaktır. Sık doğumlar, istenmeyen çocuklarda ailenin ve dolayısı ile çocuğun yetersiz beslenmesine neden olmaktadır. Köyden kente göç, şehir yaşamına zor uyum sağlama, temiz su bulmada yaşanan sıkıntılar çocukların sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Beslenme Yetersizliği Hastalıkları
Malnütrisyon
Çocuğun büyüme gelişme ve sağlık durumunun standartların altında olması durumudur. Kalori ve proteinden eksik bir beslenme sonucu görülür. Daha çok süt çocuklarında ve küçük çocuklarda rastlanır. Enfeksiyonlar sık görülür ve ağır geçer. Ülkemizin en önemli çocuk sağlık sorunudur Araştırmalarda tüm bölgelerimizde görüldüğü saptanmıştır. Malnütrisyon hafif, orta ve ağır derecede olmak üzere gruplandırılır. Sıklıkla görülen hafif ve orta düzeyde malnütrisyondur. Ağır derecede malnütrisyon;Marasmus Kuvaşiorkor, olarak isimlendirilmektedir.
Marasmus
Protein-enerji eksikliği sonucu görülen beslenme yetersizliği hastalığıdır. Büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu ilk yıl anne sütü almayan, yetersiz ek besin verilen ve anne sütünün erken kesildiği çocuklarda görülür. Marasmus, başlangıcında belirti vermez ve anlaşılır duruma geldiğinde oldukça ağırlaşır. Ailenin bilinçsiz beslenme alışkanlığı ve yanlış tutum ve davranışları nedeni ile
ağlayan çocuğuna şekerli su, çay, sulu süt v.b. yiyecekleri sürekli vermesi marasmusa etken olabilir. Marasmuslu çocuğun ağırlığı standartların altındadır.
Belirtileri:
Deri rengi soluktur.
Saçlar ince ve seyrektir.
Yüz buruşuk, gözler çöküktür.
İhtiyar yüz görünümü vardır.
Enfeksiyon hastalıklarına dirençsizdirler.
Sıklıkla ishal, kusma görülür.
Kuvaşiorkor
Genellikle 1-3 yaşları arasında, proteinden yetersiz beslenen çocuklarda görülen beslenme yetersizliği hastalığıdır. Bu çocuklara şeker bebek ismi de verilmektedir.
Belirtileri:
En önemli belirtisi ödem(su birikmesi)dir. Eller, ayaklar, yüz ve gövdede ödem görülür. Ödem kilo kaybını gizler. Davranış bozuklukları görülür. Yalnız şeker, sulu unlu mamalar, nişasta v.b gibi karbonhidratlı gıdalarla beslenilmesi büyüme ve gelişmenin durmasına neden olmuştur.
Marasmus ve kuvaşiorkorun belirtilerinin birlikte görüldüğü olgulara marasmik –kuvaşiorkor denilmektedir.
Malnütrisyonun Önlenmesi
Gebelik ve emziklilikte anne yeterli ve dengeli beslenmelidir.
İlk altı ay varsa çocuğa mutlaka anne sütü verilmelidir.
3-4.aydan itibaren ek besinlere başlanmalıdır.
Ailenin beslenme eğitimi alması çok önemlidir.
Fazla protein içeren (fasulye, tahıl v.b) besinlerden yararlanılmalıdır.
Temizliğe önem verilmelidir.
Çocukların büyüme ve gelişmeleri düzenli olarak izlenmelidir.
Anemi
Demir yetersizliği sonucu görülen, halk arasında “kansızlık “ olarak isimlendirilen beslenme hastalığıdır. Bebek ve çocukların demir yönünden oldukça fakir olan yiyeceklerle beslenmeleri sonucunda görülmektedir. Yapılan araştırmalarda ülkemizdeki 0-5 yaş arasındaki çocukların yarısının anemi olduğu saptanmıştır. Her yaşta görülmesi ile birlikte özellikle bebeklik ve çocukluk çağında demir eksikliği anemisine rastlanmaktadır. Kronik hastalıklar ve sık geçirilen enfeksiyonlarda anemiye neden olmaktadır.
Belirtileri:
Bebeğin göz kapaklarının içi, tabanları ve avuç içleri, dudakları soluktur. İştahsız, huzursuz, neşesiz ve halsizdirler. Normalin üzerinde uyurlar.Büyüme ve gelişmeleri duraksama gösterir.Diyette demirden zengin gıdalara yer verilmelidir. C vitamini her öğün mutlaka tüketilmelidir. Çay tüketimi azaltılmalı, yemeklerle tüketilmemesine dikkat edilmelidir. Aileler ve eğitimciler yeterli ve dengeli beslenme konusunda eğitilmelidir.
Raşitizm
D Vitamini eksikliğinde görülen bir beslenme hastalığıdır. Güneş ışınlarından yeterince yararlanamayan, düzensiz ve kötü beslenen, olumsuz çevre koşullarında yaşayan çocuklarda görülmektedir. Güneş ışınları organizmamız için çok yararlıdır. Vücudumuzun D vitamini ihtiyacı, büyük ölçüde güneş tarafından sağlanmaktadır. Güneşin bolca görüldüğü ülkemizde,raşitizmin bu kadar yüksek oranda görülmesinin nedeni halkın eğitimsizliği ve yanlışinanışlardır. Ülkemizde bebek ve çocuklar ev içinde büyütülmektedirler. Bebeklerin yüzlerini örtme, kundak yapma, hasta olur düşüncesi ile dışarıya çıkarmama, yaz aylarında bile çorap giydirme vb. raşitizmin yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
Belirtileri:
Kemiklerde eğrilme, yumuşama, bacaklarda )( veya () biçiminde çarpıklıklar oluşur.
Bıngıldaklar geç kapanır. Diş çıkarma ve yürümede gecikmeler görülür.
Bebek ve çocuklar günde 5 dakika süreler ile güneşe çıkarılmalı, alıştıkça bu süre 10- 15 dakikaya kadar arttırılmalıdır. Ancak ozon tabakasında oluşan delikler nedeni ile güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde (12-15 arasında) direkt olarak güneşe çıkarılmamalıdır.
Bebek ve çocukların güneşlendirilmeleri esnasında başlarında şapka olması gereklidir.
Kol ve bacaklarının açık olması, güneş ışınlarından daha fazla yararlanmalarını sağlayacaktır.
Raşitizmde Beslenme:
Bebekler anne sütü ile beslenmelidir.
Sütler iyi kaynatılmalı, pastörize edilmelidir.
Süt, yumurta, balık yağı, tereyağı diyette yer almalıdır.
Güneş ışınlarından yararlanılmalıdır
Diş Çürükleri
Ülkemizde oldukça sık görülen bir durumdur. Sularda florit düzeyinin azlığı, şekerli yiyeceklerin bolca tüketilmesi, ağız ve diş temizliğine yeterince önem verilmemesi, kalsiyum içeren besinlerin az tüketilmesi diş çürüklerine neden olmaktadır.Süt tüketimi ülkemizde oldukça düşüktür. Oysa süt içilmesi diş çürümelerini önler. Bol karbonhidratlı (tatlılar, kurabiyeler, şekerler).gıdalar ise çürümeyi arttırıcı etkiye sahiptirler, Bu nedenle çocuklara ara öğünlerde şekersiz süt, taze meyveler, meyve suyu gibi dişlerin sağlamlığını arttırıcı gıdalar verilmelidir. Katkı maddeli, asit içeren (gazoz v.b) yiyecek ve içeceklerin dişlerine vereceği zarar anlatılmalıdır. Şekerli yiyeceklerden sonra mutlaka diş fırçalanmalı veya su ile ağız temizlenmelidir. Çocuklara ağız ve diş temizliği uygulamalı olarak gösterilmeli, örnek olunmalıdır.Ayrıca bebek ve çocuklara C ve D vitaminlerinden, kalsiyumdan zengin gıdalar verilmelidir.
1-4 Yaş Grubu Çocukların Beslenmesine Yönelik Menü Planlama
Beslenme yetersizliği sorunları ile karşılaşmamak için bu yaş grubunda olan çocuklar bir günde mutlaka aşağıdaki gıdaları tüketmelidirler.
1 Yumurta
Küçük bir tabak sebze yemeği
2dilim ekmek
2Büyük su bardağı süt veya yoğurt
1servis kaşığı mercimek-fasulye-nohut
1-2 meyve
4-6 Yaş Grubu Çocukların Beslenmesine Yönelik Menü Planlama
Bu yaş grubu anaokulu çağını içermektedir. Bu dönemde çocukların enerji harcamaları yetişkinlerden fazladır. Çocukların büyümesi için önemli oranda enerjiye ihtiyaç vardır. Vitamin, mineral ve proteini fazla miktarda almaları gereklidir. Vücudun gelişmesi yeni dokuların yapımı için bütün besin gruplarının yeterli miktarlarda ve iyi kalitede alınması gereklidir. Bu dönemdeki çocuklar söylenenleri anlarlar. Gördüklerini taklit ederler.Aile ve öğretmen çocuğa yemek yemede doğru model olursa,çocuğun isteksizliği, yemek seçmesi v.b sorunlar da azalacak ve çocuk doğru beslenecektir. Bu nedenle okulda öğretmenin, çalışan personelin; evde ailenin doğru beslenmesi ve çocuğu desteklemesi önemlidir. Sofrada yiyebileceği kadar yemek almasına izin verilen ve denediği farklı yemekleri yediğinde takdir edilen çocuk zamanla bütün besin gruplarından yemeye başlayacak, beslenme sorun olmaktan çıkacaktır. Bu yaş grubu çocukların sağlıklı ve dengeli beslenebilmeleri için bir günde mutlaka aşağıdaki gıdaları tüketmeleri gerekir.
2 su bardağı süt veya yoğurt
1-1,5 kibrit kutusu kadar peynir
3-6 dilim ekmek
1/2 servis kaşığı makarna ya da pilav
1 yumurta veya et-balık veya nohut
1-2 meyve
? Salata ve sebze yemeği
DİĞER HASTALIKLARDA BESLENME
Enfeksiyon Hastalıklarında Beslenme
Enfeksiyon hastalıkları bulaşıcı ve ateşli hastalıklardır. Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde sıklıkla görülmektedir. Enfeksiyon hastalıklarında beslenme oldukça önemlidir. Aileler çocuk hasta olduğunda yemek yememesinden şikâyetçi olurlar. Çocuklar da yetişkinler gibidirler. Hasta olduklarında az yemek yiyebilir veya hiç yemek istemezler. Hastalıklarda beslenme ilkeleri bilinirse, çocuğun beslenmesi de sorun olmaktan çıkacaktır.
Enfeksiyon Hastalıklarının Belirtileri
Ateş
İshal, kusma, terleme
Öksürük
Normalden fazla ağlama
Yiyeceklere karşı isteksizlik
Kızarıklık
Diğer belirtiler
Beslenme
Bebekleri enfeksiyonlardan korumanın en etkili yolu, ilk altı ay boyunca anne sütüyle beslenmeleridir.
Hasta çocuğa bol sıvı verilmelidir.(Taze sıkılmış meyve suyu, kaynamış su, ıhlamur, süt vb.)
Bebeklere varsa mutlaka anne sütü verilmelidir.
Çocuk yeterli ve dengeli beslenmelidir.
Azar,azar ve sık sık beslenmelidir.
Yemekler yağlı olmamalıdır.
Sulu ve yumuşak besinler verilmelidir.
Çocuğun istediği besinlere yer verilmelidir.
Bol C vitamini içeren besinler verilmelidir.
Bunların dışında bazı bulaşıcı hastalıklar özel beslemeyi gerektirir.
Kabakulakta; Çiğnenmesi zor besinler verilmemelidir.
Boğmacada; Sıvı yiyecekler kusmayı kolaylaştıracağı için verilmemeli; öksürük
nöbeti olduğunda çocuk yemek için zorlanmamalı, nöbetin geçmesi beklenmelidir.
Çocukluk Diyabeti (şeker hastalığı) ve Beslenme
Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet “kandaki şeker düzeyinin yükselmesi” ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Aşırı susama ve aşırı idrarla ani olarak kendini gösterir. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Daha çok yağlı besinler tüketen, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığına sahip olmayan, karbonhidratlı besinler ile beslenen fiziksel aktivitesi az olan kişilerde görülme oranı yüksektir. Hasta çocuk, erişkin yaşına gelene dek anne-baba, yakın çevresi ve öğretmenleri tarafından izlenmelidir. Bu kişiler, diyabeti tüm boyutları ile öğrenmelidirler.
Beslenme
Diyabette kesinlikle yasak olan besinler: Tatlı, çikolata, şeker
Az miktarda alınacak besinler: Hamur işleri, Kurabiye ve çorbalar
Serbest olan besinler : Süt, yoğurt, et, balık, kuru baklagiller
Diyabette sık sık, az besin tüketmek önemlidir. Öğün atlamak, ,aç kalmak ve sonrasında çok yemek, komalara neden olacağından çok zararlıdır. Fiziksel aktivite arttırılmalı, çocuğun hastalığı gizlenmemelidir. Çocuk doğal şeker alamayacağından tatlandırmalar suni şekerle yapılmalıdır.
Besin Alerjileri ve BeslenmeBesin Alerjisi; bazı besin maddelerine vücudun verdiği şiddetli tepkilerdir.
Besin Alerjileri
Gıda yenir yenmez oluşan Gıda yendikten uzun süre
alerjiler sonra oluşan alerjiler
Balık Süt
Ceviz Yumurta
Çilek Et
Portakal Çikolata
Besin Alerjilerinde Beslenme
Alerjiye neden olduğu düşünülen besin diyetten çıkarılmalı, 4-5 gün sonra yeniden diyete eklenerek etkisi saptanmalıdır.
Alerjiye neden olan besinin yerine, besin değeri ona eşdeğer başka bir besin konmalıdır.
Besin değeri düşük olan besin hemen diyetten çıkarılmalıdır.
Ara öğünlerde şeker, kolalı içecekler vb. verilmemelidir.
Büyüdükçe çocuğun alerjik besinlere dayanıklılığının arttığı görülmüştür.
Zayıflık Ve Beslenme
Zayıflık, vücut ağırlığının boy uzunluğuna göre istenilenin altında olması durumudur. Genellikle besinlerin yetersiz alınması, aşırı fiziksel aktivite, yeme bozuklukları, besinlerin eksik emilimi durumlarında meydana gelmektedir. Ailenin bilgisizliği, ekonomik gücün yetersizliği, çocuğun yeterli ve dengeli beslenmemesi de zayıflığa neden olmaktadır. Öncelikle zayıflığın nedeni araştırılmalıdır. Eğer besinlerin vücutta eksik kullanılması ile ilgili bir rahatsızlıktan ileri geliyorsa, diyet ne kadar düzeltilse de sonuç alınamaz. Bu nedenle zayıf çocuk doktor kontrolünden geçirilmeli ve varsa hastalığı
iyileştirilmelidir. Barsak parazitleri de yenilen besinlere ortak olacaklarından eğer varsa temizlenmeleri gerekir. Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda görülebilecek zayıflık, onların gelişmesini olumsuz etkiler. Zayıflığın aşırı olması; vücudu dış etkenlere karşı dirençsiz bırakır. Dolayısı ile enfeksiyon hastalıkları sık görülür. Zayıf çocuklar yaşıtlarına oranla daha çabuk yorulurlar. Zayıf çocukların diyetleri, içeriğinde bütün besin grupları yer alacak şekilde düzenlenmelidir. Protein miktarı ile vitamin ve mineraller artırılmalı, harcanan enerjiden daha fazla enerji alması sağlanmalıdır.
Beslenme
Yemeklerin ve emek yenilen yerin temizliği çok önemlidir.
Besinler, besin grupları ve kalori yönünden zengin olmalı, hacim yönünden fazla yer kaplamamalıdır.
B grubu vitaminler iştah açıcıdırlar.
Yiyecekler görünüş yönünden çocuğun iştahını arttırmalıdır.
Yemek esnasında çok su içilmemelidir.
Yemekten önce portakal suyu içilmesi iştahı arttırır.
Şişmanlıkta Beslenme
Vücut ağırlığının normalin üstünde olması durumunda şişmanlık meydana gelir. Günümüzde şişmanlık hastalık olarak kabul edilmektedir. Ayrıca sağlık sorunlarının oluşmasında da şişman olmanın etkisi büyüktür.Kanser, şeker hastalığı,kalp ve damar hastalıkları gibi hastalıklara da şişman kişilerde daha fazla rastlanılmaktadır.Aşırı derecedeki şişmanlık beklenen yaşam süresini de azaltmaktadır. Çocuğun boyu normal ya da normalin altında ancak kilosu normalin üzerinde ise çocuğu aşırı kilolu, şişman olarak kabul ederiz. Bebeklik ve çocukluk çağında şişmanlık büyük bir oranla enerji içeren besinlerin fazla alımı ile ortaya çıkmaktadır. Şişman yetişkinlerin 1/3 ünün bebeklik ve çocuklukta da şişman olduğu bilinmektedir. Şişmanlığın önlenmesi için nedenlerinin bilinmesi gereklidir. Araştırmalar anne sütü ile beslenen bebeklerin yaşamlarında şişman olma risklerinin çok az olduğunu göstermektedir.
Bebeklerde şişmanlığın görülmemesi için aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir.
Bebeğe ilk altı ay anne sütü verilmelidir.
Bebeğin büyümesi, boy ve kilo ölçümleri düzenli olarak izlenmelidir.
Fazla karbonhidratlı besinler yerine yoğurt-süt - meyve karışımları verilmelidir.
Bebek fazla yemeye zorlanmamalıdır
Bebeğin gelişimi başka bebeklerle kıyaslanmamalıdır
Ek besinler kaşık ve bardakla verilmelidir, gerekmedikçe biberon kullanılmamalıdır
Şeker, çikolata gibi yüksek kalorili gıdalara alıştırılmamalıdır.
Çocukluk döneminde şişmanlığın görülmemesi için dikkat edilecek noktalar:
Aile doğru beslenme alışkanlıkları ile çocuğa örnek olmalıdır.
Çocuklar masal ve oyunlarla beslenmemelidir.
Yağ ve şeker oranı yüksek besinler verilmemelidir.
Her öğünde en az 4 besin grubundan yiyecek almalıdır.
Ara öğünlerde meyve, şekersiz süt, ayran gibi besinler tüketmesi sağlanmalıdır.
Çocuk büyüme ve gelişme döneminde olduğu için zayıflama diyetleri kesinlikle uygulanmamalıdır.
Doğal gıdaları tüketmesi sağlanmalıdır
Meyve ve tatlılar yemekten 1,5 saat önce yada sonra verilmelidir.
Gazoz, fazla miktarda dondurma, şeker ile çocuk ödüllendirilmemelidir.
Yemeklerdeki tuz oranı azaltılmalıdır.
Fiziksel aktiviteye yer verilmelidir.
Kaynak; megep ALTUĞ Rüçhan; Bebeklerde ve Çocuklarda Beslenme,Bilge Kültür Sanat,İstanbul,2004.BAYSAL Ayşe; Beslenme,Hatiboğlu Yayınevi,Ankara,1997. BULDUK Sıdıka; Hastalıklarda Beslenme,Ya-Pa Yayınları,İstanbul,2003.BULDUK Sıdıka; Özel durumlarda beslenme, Ya-Pa Yayınları,İstanbul,2002.DARICA Nilüfer; Etkinlik Örnekleri,Bem Koza,Ankara,2002. DARICA Nilüfer; Etkinlik Dünyası,Morpa,İstanbul,2004.GİRGİN Günseli; Gürşimşek ,Işık;Oyunlarla Kavram Eğitimi Etkinlik Örnekleri Anı Yayıncılık ,Ankara,2005.ŞANLIER Nevin ;Beslenme Prensipleri,Morpa,İstanbul,2005.