Çocukla dışarıda olmak her daim zor. Yemek saati güvenilir bir yer bulunacak yemek yedirilecek, keyif kahvesi, sohbet kısmında çocuk eğlenecek falan... Bir ton ince ayarı var.
İstanbul'un bu açıdan ne kadar fakir olduğunu şaşkınlıkla deneyimliyoruz iki senedir. Hemen hemen hiç bir mekanda çocuklar için oyun odası yok. Dışarıda ailece yemek yeneceği zaman keyfim kaçıyor bu sebeple. Evimde oturayım, keyifle yemeğimi yiyeyim istiyorum. Çünkü genellikle uzun sürer bu aile yemeği fasılları, çocuk sıkılır, ortada koşturmak ister, ortam çok güvenli değildir ya da birileri rahatsız olur, annenin yemeği burnundan gelir falan... Malum hepimizin bildiği, yaşadığı şeyler.
Dün de öyle bir gündü işte. Yine aile meclisi toplandı. Önce bir Kumburgaz'a, yazlığa gidildi.Kış boyu serpilip boyu aşan otlar biçildi, genel baharlık bakımlar yapıldı. Dönüş yolunda dışarıda yemek yemeye karar verildi. Ben de birazdan başlayacak eziyetin sıkıntısıyla boğuşmaya başladım. Nerede yenecek, ne yenecek, mekanda mama sandalyesi olacak mı, olacaksa Ada ne kadar süreli ona katlanabilecek, çıldırmış gibi etrafta koşturma isteği ne kadar süreyle bastırılabilecek.
Yemeğin Koska'da yenmesine karar verildi. Haramidere'de yol kenarında, hemen yolumuzun üzerinde çünkü. Bakırköy Koskayı çok severim. Oğlumun ilk yaş pastasını da onlar yapmıştı. Haramidere'de de bir fabrika satış mağazası ve kafeteryası var. Her geçişimizde görüyorduk ancak hiç uğramamıştık.
Çok sıkı bir zeytinyağlı açık büfesi var. Güzel ızgaraları ve makarnaları var. (Ben ıspanaklı-tavuklu krep yedim ve çok başarılı buldum; Ada'ya güzel bir sebze tabağı hazırladım.)
Güvenilir, rahat ve en güzeli; küçük bir oyun odası var. Oyun odası camekanla yemek mekanından ayrılmış, biz ailece camekanın önündeki masada oturduk, Ada da yemekler gelene kadar ve yemeğini yedikten sonra orada güzel güzel oynadı.
Keşke bize daha yakın bir yerde olsaydı diye düşündüm. Arkadaş toplantıları için de çok güzel bir yer çünkü. Değerlendirilebilirdi.
Civarında oturan varsa gözden kaçırmasın derim.