Blogunu çok eğlenerek ve severek okuduğum Yeliz, konuşma konusunda mimlemiş ve bilgi istemiş; çocuğu 3 yaşına yaklaşmış olan bir anneye yardım için. Ben de oyalanmadan cevaplamak istedim;
Ada erken konuştu evet, hatta bana öyle geliyor ki, o doğduğundan beri konuşuyor. Bu konuda benim yaptıklarımın bir faydası oldu mu bunu bilemiyorum. Konuşsun diye değil de sürekli onunla iletişim halinde olabilmek için yapılmış şeylerdi çoğu aslında, bilinçli müdahale değildi yani ve ne kadarı işe yarar tavsiyeler olacak verdiklerimin bilemiyorum;
* Ada doğduğu günden beri onunla konuşuyorum ben, kendi yaptıklarımı anlatmak, onun yaptıklarını anlatmak, çevremizde gördüklerimizi anlatmak ve onunla hiç durmadan konuşmaktı yaptıklarımdan biri. Doktrumuz Murat Palabıyık bebeklerin melodik seslerden çok hoşlandığını ve bu şekilde konuşmanın onları sakinleştirdiğini söylemişti. Annesinin sesini duymak ona güven verirdi. Yani tamamen başka sebeplerle bütün günüm "teletubbiesler" gibi konuşarak geçerdi. Kısa süre sonra Ada değişik sesler çıkartarak cevap vermeye başladı. Ben de sanki anlıyormuşum gibi "evet annecim tabii" demeye başladım ona. Onun kuş gibi çırpınarak çıkarttığı seslere bayılıyordum. Yanında olmadığım zamanlarda bile; mutfakta bir şeyler yaparken mesela Ada'yı salıncağıyla mutfağa taşır yemek tarifi anlatırdım, hiç susmadım, zaten yapımda yok öyle bir şey.
* Ada'ya kitap okumaya 6-7 aylıkken başladım. Bunun belirli bir sebebi yok. Sanırım evde olmaktan sıkılmaya başlamamla ilgili bir durumdu. İlk kitabımız "küçük kara balık"tı ve her gün 3-4 sayfa okuduktan sonra okuduğum kitabı anlatırdım Ada'ya; "bak gördün mü; bütün balıklar kızmış ona"
* Bunun kesinlikle konuşması konusunda faydalı olduğunu düşünüyorum; Küçük kelime kitapları aldım, her gün Ada ile kitaplara bakıp nesnelerin isimlerini söyledik. Bir süre sonra Ada sorduğumda kendisi söylemeye başladı.
* Soru sormak; Ada'nın ne zaman ve ne kadar konuştuğuna bakabilmek için eski videoları karıştırdım ve uzunca bir süre tüm videolarının aynı şekilde olduğunu keşfettim; hemen hepsi şu şekilde;
baba nerde Ada?
-ditiiiiii!
dede nerede Ada?
-ok(yok)
anne nerede Ada?
-(beni gösteriyor)
- sen neredesin Ada?
-(kendini gösteriyor)
* Konuşan ve şarkı söyleyen oyuncaklar; Zamanla kelimelerini taklit etmeye başladı, çok sonra şarkılarına eşik edecek kıvama geldi.
* Kelimesiz söylediklerini kelimelerle tekrarlamak; mesela Ada bardağı gösterip "ih ih" dediğinde "aa bardağı mı istiyorsun?" "Al bakalım bardak" şeklinde çevirisini yapardım.
* Kelimeleri yanlış öğretmemek; Banyo yerine bıcı bıcı demedik, tren yerine çufuf demedik... vs. Babası da ben de bu şekilde bir şeyler öğretmeye karşıydık, her şeyi ilk ağızdan gerçek ismiyle öğrendi ve değiştirmesine gerek kalmadı.
* Son olarak da güvenini kırmamak; Ada çok uzun süre suya "fu" dedi, kapıya "gapı" dedi, hiç bir zaman öyle değil böyle demedik. Kapıyı gösterip Gapı dediğinde; evet kapı diyerek onayladık.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Fikrinizi paylaşın