Ada doğmadan önce çok atıp tuttum; mesela 6 ayıkken işe dönecektim! Hem uzmanlar söylemiyor muydu, ilk 6 ay anne sütü diye. Çocuk doğurdum diye eve kapanacak biri değildim ben hem. Çocuğuna bağımlı anneleri anlamıyordum! Öyle mi, madem tükürdün buyur yala! dedi sanki hayat bana ve tükürdüklerim bir bir karşıma çıkmaya başladı.
Ada doğdu; büyük aşk başladı. Kucağımdan indiremiyorum, sevmek isteyenlere veremiyorum. "ya mikrop kaparsa" diye öptürmüyorum, elletmiyorum. Geceleri kalkıp kalkıp nefesini kontrol ediyorum. 7/24 kucağımda yaşıyor ve ben deli gibi mutluyum. Ada büyüyor; ama ben hala bensiz olması fikrine katlanamıyorum. 6 ay süresi 12 aya çıkıyor; biraz daha büyüsün de, hem en az 18 aya kadar emzirmek lazımmış oral dönemi tamamlaması için diyorum kendime! Kendimi kandırdığımı biliyorum artık! Ada'dan asla ayrılamayacağım! Kimseye güvenip emanet edemiyorum zira. Bir iki saat bile uzak kalamıyorum.
Ada 18 aylık. Çocuk doktorumuz Murat Bey diyor ki, yanlış yoldasın! Çocuğa bağımlılığın gözle görünecek derecede abartılı. Hemen yardım al! Oyun grubuna başlıyoruz. Ada bana el sallayıp üst kata arkadaşlarıyla oynamaya çıkıyor deliriyorum! Neden ağlamadı giderken! Neden beni aramıyor! 2 saat keyifle oynayıp geliyor, gözlerim dolu dolu bakıyorum! Annem seni çok özledim! Nergiz kaşlarını kaldırıyor! Anneden ayrılamayan çocuğa alışkın zira, benim gibi hastaları pek görmüyor! "Ada için sağlıklı geçmiş ayrışma dönemi ama sizin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim" diyor! Ayrışma mı! Bana ne ayrışmayacağım işte!
Ayrışma dönemi nedir?Çocuk anne ile birleştikten, kendi vücuduyla anne vücudunu bir gördükten sonra yeterli donanıma ve kapasiteye ulaştığı dönemde, anneden ayrışmayla ilgili egzersizlere başlar. Bu ayrışma dönemi oral evrenin son altı ayı boyunca aşama aşama devam eder. Anne kucağındayken bebeğin başını geriye iterek anneden uzaklaşma yönündeki gayreti ilk ayrışma denemeleri, ilk birey olma mücadelesidir. Altıncı aydan sonra bebek yere bırakıldığında sürünerek anneden uzaklaşmaya çalışır. Aralarında gizil bir aura ilişkisi vardır sanki. Belirli bir metre anneden uzaklaşan bebek aradaki mesafenin açıldığını fark edince paniğe kapılıp tekrar anneye yönelir. Annenin buradaki bakışları çok önemlidir. Ben buradayım korkma seninleyim mesajını içeren ve bir taraftan da onun daha uzağa gitmesini cesaretlendiren bir bakış ve hissediş çocuğun birey olma konusundaki cesaretini artırır ve daha uzağa gitme konusundaki eylemine motivasyon kazandırır. Böyle bir çocuk sağlıklı bir gelişim çizgisinde olan çocuktur. Annenin korkak ve ürkek bakışlarıyla çocuğun kendisinden biraz uzaklaşma hissi karşısında hissettiği negatif duyguları alan bebek aynı panik hissiyle ayrışma isteklerinden vazgeçerek anneyle tekrar kaynaşmaya yönelir. Bu durum da ruhsal gelişmeyi bloke eder. Bu dönemde bebeğini seven, koruyan, kollayan, şefkat duygularını ona hissettiren ve onun birey olma konusundaki ufak çıkışlarını destekleyen bir anne, ideal bir annedir. Aşırı sevgiyle veya aşırı ilgisizlikle çocuğuna yaklaşan anneler ise çocuğun potansiyel gelişimini bloke eden bir süreci başlatmaktadırlar. Uz.Dr.Tahir ÖZAKKAŞ – Bütüncül Psikoterapi
Ayrışamayan anne çocuğa ne kadar zararlı?
Annenin bağımlılığı, çocukta anneye bağımlılık yaratabilir; Bağımlılığın başlıca nedeni aşırı koruyucu ve kollayıcı anne- baba tutumlarıdır. Aşırı sevgiye boğulan, istekleri önceden sezilip yerine getirilen, sorumluluk verilmeyen çocuklar kendilerine güvensiz ve bağımlı bir kişilik yapısı geliştirirler. Dışarıda çekingen ve sessiz durular, oyuncak ve eşyalarını paylaşmazlar, oyunlara katılmakta, arkadaşlık kurmakta ve yeni durumlara uymakta zorlanırlar. Evde ise bunun aksine hırçın ve yaramaz olurlar, kural tanımazlar. Her istediklerinin yapılmasına alıştıkları için sabırsız davranırlar . Evde ve okulda yaşıtlarından daha çocuksu davranırlar, sürekli sevilmek ve ilgi görmek isterler. Ayrıca yoğun problemlerin, şiddetin, hastalıkların ve çocuğa yönelik duygusal tehditlerin çok yaşandığı ailelerde de çocuğun anneden ayrılmak istememesi ile şekillenen bağımlılık gözlenir. Bu çocuklar ne evde ne de dışarıda pek iletişim kurmazlar ve annenin zarar görmesini engellemek için ayrılmak istemezler.Bağımlılık yaşayan çocuklarda kekemelik, uyku ve yeme bozuklukları, okula uyum problemleri, ders başarısızlığı, iletişim problemleri vb. sık rastlanır. Duru Kişisel Gelişim ve Psikolojik Danışma Merkezi
Ada kreşe başladı, öpüp el sallayıp gidiyor iki haftadır. Geride derin bir terkedilmişlik duygusuyla gözleri dolu dolu kalıyorum. Okulun etrafından ayrılamıyorum. Sık sık kapıyı çalıp nasıl gittiğini soruyorum. Okul müdürü kendimi törpülemem için ikna etmeye çalışıyor; çocuğa zararlı! Evet biliyorum. Bir şeyi bilmek, yapabilmekle aynı şey değil ama. Yapmak için sebebin olması yapabileceğin anlamına gelmiyor. Okulun pedagogu "bu kadar bağımlı bir anneden bu kadar bağımsız bir çocuk..." diye başlıyor söze! Teknik olarak gerekenleri yaptım her zaman diyorum, ayrışma çabalarımızı anlatıyorum, gülüyor. "Ada'nın sorunu yok, sizi değerlendirmek lazım" Ada fark etmesin diye elimden geleni yapıyorum başka da bir şey yapamam kusura bakmayın diyorum! İnsan öğrendiklerini uygulayabiliyor ama öğrendiklerini "hissedemiyor". Hislerimi değiştiremem herhalde! Ama oldukça da dikkatli davranıyorum, oğlum benden kurtulmak için "mavi salyangoz" yemek zorunda kalmayacak!
Not: Mavi salyangoz nedir diye merak edenlere Boris Vian-Yürek Söken diyorum, okuyun diyorum. Hatta her anne okusun diyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Fikrinizi paylaşın