Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Nisan 12, 2013

Anne Kafası



Anne olmadan, ne kendi annemin yaptıklarına anlam verebildim ne de diğer annelerin. Sürekli çocuğunu anlatmaktan, ortamda birden fazla anne oluştuğu anda askerlik anısı tadında anlatılmaya başlanan doğum ve gebelik hikayelerinden, kendi çocuğunu dünyadaki en zeki ve en güzel çocuk olarak görmekten, çocuğun bir şeyi yapmazken "ay neden yapmıyor" diye endişelenmekten, yapmaya başladığında yalnızca o yapıyormuş gibi "ay teyzesi" diye övünmekten, o dönem geçip gittiğinde yapan çocukları, sanki seninki hiç yapmamış gibi garipsemekten falan bahsetmiyorum, bahsettiğim anne kafası denen şey. Her zaman güzel olan hani.

Annem hep dalgındı. Çok önemsiz şeylere takar, bin kez hatırlatır, en önemli şeyleri de aksine hep unuturdu. Kimse yemediği halde bin çeşit sebze yemeği pişirir sonra da uğraşıp didinip kendisinin yemek zorunda kaldığından yakınırdı. Sürekli evi derli toplu tutmaya çalışır, içinde 4 çocuk olduğundan bir türlü başaramaz, durmadan söylenirdi. Kendi kendine "şunu yapayım" "sonra da bunu yapayım" diye plan program yapar ama bambaşka birşey yapmaya koyulur, asıl yapacağı şeyi hatırlayıp "aaa bunu yapacaktım" der ama yine yapmazdı. Elinde çamaşır sepetiyle balkona çıkar, ne yapacağını unutur, sepeti mutfağa koyar, sonra benim elimde çamaşır sepeti vardı nereye koydum diye saatlerce aranırdı.

Bahsettiğim bu.
Anne kafası.
Telviye Çıtır kafası yani. Çok basit şeyleri dünyanın en karmaşık şeyiymiş gibi algılayan ancak tüm ailenin çözemediği en zor sorunları şıp diye çözüveren. Bana asla olmayacak zannediyordum. Yaştan mı, kafanın sürekli meşgul olmasından mı, yorgunluktan mı bilmiyorum ama, oldu.

Annelik; delilik ve dahilik arasındaki o ince çizgiymiş meğer.

Isıtıcıya kahve yapmak için su doldurup sürekli unutmak ancak çocuğun bir hangi meyve püresine hangi tepkiyi verdiğini asla unutmamakmış.
Evdeki kumandayı bir türlü bulup televizyonda izleyeceğin diziyi açamamak ama çocuğunun misketinin olabileceği her yeri gözün kapalı tahmin edebilmekmiş.
Güneş kreminden biberonuna, alt değiştirme bezinden boyama kitabına her şeyiyle dört dörtlük bir çanta hazırlayıp dışarı çıkmak ancak ayakkabının içine çorap giymeyi unuttuğun için ayakkabının ayağını vurmasıymış.
Takside çocuğun gözüne güneş gelmesin diye çantadaki yedek atletlerinden birini güneşlik yapmayı akıl edebilmek ama taksiye döneceği yeri söylemeyi unutmakmış.
Anne olmak kafanın sadece çocukların için çalışması, yaşamın geri kalanına ucundan dahil olmasıymış.
Delilik ve dahilik arasındaki çizginin üzerinde, bir o yanına bir bu yanına devrilerek yürümeye çalışmakmış.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın