Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Mayıs 19, 2013

Annelik bir savunma sporudur!



Dövüş sporlarıyla ilgili kurslara başlarken hocalar öncelikle bunu öğretir;"bu bir savunma sporudur, kendini koruma amacıyla kullanılmalıdır." Annelik de aslında tam anlamıyla bir savunma sporudur: Bir anne, çevresindeki işgüzarlara karşı kendini savunmaya bebeği rahmine düştüğü anda başlar. Mesela, anne olacağını öğrenen kadın eğer ki tez canlı bir insansa, hemen etrafındakilere bu güzel haberi verir ve ilk duyacağı cümle; "keşke herkese bu kadar erken söylemeseydin!" olur ki bu "her gebelik güzel sonuçlanmayabilir" demenin en kibar yoludur ve mutluluktan havalarda uçan gebeyi, aldığı gibi duvara çarpmaya yeter. Gebeliğin risklerini herkes kadar iyi bilen taze anneye, yeniden hatırlatmanın işgüzarlıktan başka bir adı varsa dahi ben bilmiyorum. Gebeliğin ne olduğunu bile bilmeden kendini savunmayı öğrenir gebe böylece.

Gebelik ilerlerken eğer karnı büyükse "ikiz mi bunlar?" "Çok mu yiyorsun?" "Çok yeme bak gebelik zehirlenmesi olur" "Bebekte şeker mi var ki bu kadar kilo aldın?" sorularına karşı kendini savunur. Eğer karnı küçükse "bebek beslenemiyor mu acaba?" "Bebek gelişmiyor mu acaba?" "Bebek zayıf kalacak" "Ye biraz bak bebeğini yoğun bakıma alırlar" "Doktorun ne diyor bu duruma?" saçmalamalarına karşı savunur.

Kimin bilmemnesinin bilmemnesi hamileymiş, karnındaki bebeğe bilmemne olmuş, doğumda kadına bilmemne olmuş, doğumda bebeğe bilmemne olmuş hikayeleri anlatmaya bayılan felaket tellallarına karşı savunur.

Cinsiyeti öğrendiklerinde cinsiyet ne olursa olsun kendisinin istediği gibi olmayan yakınların ağız burun bükmelerine, laf sokmalarına karşı savunur.

İsim koyma heveslilerine karşı savunur.

Eşya seçme heveslilerine karşı savunur.

Büyük gün gelir, bebeği doğar, sütün yetiyor-yetmiyor, gazı çıkıyor-çıkmıyor, bebek ağlıyor-ağlamıyor timlerine karşı savunur.

Bebeği büyürken yediğine, içtiğine, oturduğuna, kalktığına, koştuğuna, oynadığına, atladığına, zıpladığına, uyuduğuna, uyandığına, baktığına, güldüğüne, tuvaletine, okuluna, kreşine, öğretmenine, cezasına, ödülüne, övdüğüne, sövdüğüne karışanlarına savunur.

Hangimiz sütün yetiyor mu diye sonranı kolundan tutup havada takla attırarak yere çarpmayı hayal etmedik ki.

Hangimiz "biz de büyüttük" diyenlerin ağızlarına iki tane çarpmayı düşünmedik ki.



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Fikrinizi paylaşın