Biz çocukken, düştüğümüz zaman büyüklerimiz düştüğümüz yeri döverdi, kafamızı çarptığımızda masaları, koltukları. Biz çok iyiydik de çevre kötüydü, bize güveniyorlardı ama, çevreye güvenmiyorlardı. Böyle büyüdük. Sonra hepimiz hayatımızdaki mutsuzluklar için başkalarını suçlayan yetişkinler olduk doğal olarak. Hata yapabileceğimizi öğrenmemiştik çünkü. Çünkü hatalı olan hep başkasıydı. Durumu biraz daha ileri götürenler çaldıkları için "o da ortada bırakmasaymış", tecavüz ettikleri için "o da kısa etek giymeseymiş" e kadar gitti. Destekçi de buldu kendine, çünkü dediğim gibi bir nesil olarak biz böyle büyüdük. Suçluyu değil, suça sebep olduğunu düşündüğümüzü suçladık. E o da öyle yapmasaydı bu da böyle yapmazdı dedik.
Çünkü kimse bize insan kendinden sorumludur demedi. Başkasının suç işliyor olması sana da aynı suçu işleme hakkını vermez demedi. İnsanlara güven demedi. Kimse bize bir dahaki sefere daha dikkatli olursan düşmezsin demedi. Hep başkasını suçlamayı, suçu başkasına yıkmayı öğrendik, aksi aklımıza gelmedi.
Sevgilimiz aldattığında sevgilimizi değil, onu "baştan çıkaran"ı suçladık.Zayıf not aldığımızda biz süper kağıt verdiğimiz halde not vermeyen öğretmeni suçladık. Gideceğimiz yere geç kaldığımızda trafiği suçladık. Demedik ki ben yanlış adam seçmişim, ben az ders çalışmışım, ben evden vaktinde çıkmamışım.
Diyemedik, çünkü biz hep iyiydik, çevre kötüydü.
Biz sorumluluk almayı bilemedik. Şimdi sorumluluk sahibi çocuklar yetiştirmeye çalışıyoruz.
Düştüğü zaman asla düştüğü yeri dövmedim belki ama, oğluma yeterince davranışlarının sorumluluğunun kendisine ait olduğunu öğretebildim mi onu düşünüyorum. İnsanlara güvenmeyi, insanları sevmeyi yeterince öğretebildim mi onu düşünüyorum. Anneliğin en zor tarafı bu aslında, kendin olmadığın bir şeyi çocuğuna anlatmaya, öğretmeye çalışmak. Ben köpeklerden çok korkarım, Ada korkmasın diye korkmuyormuş gibi davranmaya çalıştım hep. Gök gürültüsünden çok korkarım (evet bu yaşımda bile) Ada'ya bunun bir doğa olayı olduğunu anlatırken sesim titremesin diye çalıştım. Bizi büyütürken ailemizin yaptığı hataları çocuklarımızı büyütürken biz yapmayalım diye çalıştım.
Bu yaşıma kadar kimseden dilemediğim kadar özürü Ada'dan diliyorum ki, özür dilemeyi öğrensin.Biri ona vurduğunda "bi tane de sen patlat" dememek için dilimi ısırmam gerekiyor ama sessizce bekliyorum. Ada düştüğünde içim gidiyor ama "bir dahaki sefere daha dikkatli ol" diyerek sarılıp gözyaşlarını siliyorum. Ve büyüdüğü zaman asla onlara "size güveniyorum ama çevreye güvenmiyorum" dememek için kendimi eğitmeye çalışıyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Fikrinizi paylaşın