Balıklı Köyü ismini rengarenk balıkları olan Balıklı Gölünden alıyor. Köydeki herkes balık aşığı. Herkesin evinde birer akvaryum var. Televizyon yerine akvaryum izleyen köylüleri ile adeta bir cennet. Köye yolu düşen İngiliz Martin de böyle düşünüyor olacak ki, önce köye kendisi yerleşiyor sonra mektuplarında öve öve bitiremediği köyü arkadaşlarının da merak edip gelmesini sağlıyor. Doğal ve mutlu bir yaşam süren köylülerin hayatı paraşütü ile köye düşen Yönetmen Yusuf Değirmenci ile değişiyor.
Köyden etkilenen yönetmen köyde bir film çekmeye karar veriyor ve o zamana kadar sakin sakin yaşamaktan çok mutlu olan köylüler bir anda film yıldızı olma hayaline kapılıveriyor.
Tek hayali zaten bir film yıldızı olmak olan Zühtü ise hayal ettiği şeyi gerçekten isteyip istemediği ile ilgili bir hesaplaşmaya girişiyor. Çoğunluğun onayladığı şey doğru mu? Peki istediğin şeye gerçekten uygun musun? Ya aslında yapmak için yetenekli olduğun başka bir şey varsa?
Zühtü'nün hesaplaşmak zorunda kalacağı yalnızca hayalleri değildir oysa ki. Çok sevdiği balığı Zühtü'nün (o kadar çok seviyordur ki ismini vermiştir balığına) akvaryumda hapis hayatı yaşadığı ve aslında ona eziyet ediyor olduğu düşüncesi ile de hesaplaşacaktır.
Tüm bu hesaplaşmalar sonunda hem balığı için hem kendisi için doğru olanı bulur. Zühtü artık ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordur. Kendisi, balığı ve tüm köy için.
Sayfa: 103
Yaş: 9 +
Yayınevi: Günışığı Kitaplığı