Hem sevdiğim iki kadın işin mimarı olduğu için hem de mesleki anlamda çok şey öğrenebileceğimi düşündüğüm için bu güzel organizasyona katılmamazlık edemezdim. Topukların tıkırtısı ilk duyulmaya başladığı günden, Perihan Gürer ve Elif Doğan ilk bahsettiği günden beri katılmak için şansımı sonuna kadar zorlayabileceğimi düşünüyordum. Gerçekten de katılmak için şansımı sonuna kadar zorlamam gerekti. (evrene gönderilen yanlış mesajlar başka bir yazının konusu olacak)
Ama oradaydım.
İlk oturum "Dijital Dünyada Kadın" başlığı ile açıldı ve dijital dünyada önemli başarılara imza atmış beş kadın büyüleyici başarı hikayelerini paylaştılar izleyicilerle.
Bence buradan alınabilecek en büyük ders; tutkularının peşinden koştuğunda başarısızlığın söz konusu olmayacağıydı. Farklı alanlarda akademik eğitim almış olsalar da, içlerinden yükselen sesi takip etmiş beş kadın, istediğin zaman nasıl başarabileceğinin örneği gibi duruyorlardı sahnede.
Bir de bence artık klasik CV sisteminden vazgeçilmeli ve insan kaynakları departmanları artık CVden çok tutkuya önem vermeye başlamalı ki, bu başarı hikayeleri yaratılabilmek için bu kadar beklemek zorunda kalmasın.
Hayranı olduğum "flow" için burada bir mola verip sevgili Bahar Eriş'in yazısını okursanız ilk oturumun beni neden büyülediğini daha iyi anlayabilirsiniz. Refika Birgül, Merve Özkaynak, Aslı Yaşasın Öztap, Meriç Küçük, Melek Pulatkonak, Yaprak Yapsan'ın moderatörlüğünde aşk ile yapılan işlerin mutlaka bir imzaya dönüştüğünün canlı kanıtı gibiydiler: Eğer fark yaratmak istiyorsanız, önce tutkun olduğunuz şeyi bulmalısınız.
İkinci oturum "Dijital Dünyada Etik" üzerineydi. Zirve sponsorlarından Teb Kadın Bankacılığı adına sahnede bulunan Simla Ünal, dijital topuklar ekibi ile birlikte hazırladıkları "Kadın Patronlar" anketini paylaşırken, kadınların kendilerinin bile patronluğu kendilerine yakıştırmadığı konusunda küçük bir bilgi paylaştı- ki bence bu çok önemli bir bilgi. Kadınlar iş yaşamında "başta" olabilmeyi erkeklere özgü görüyor ve Kadın Patron tanımına genellikle "Estağfurullah, ben kim patron olmak kim" şeklinde bir tepki veriyorlarmış. Oysa kadınlar çok başarılı oluyor iş yaşamında. Gerçekten sevdiği işi yapan ve yeterince destek alabilen bir kadının başaramayacağı bir iş yok bana göre. Destekten kastım tabii ki annelikle ilgili olan kısmı yaşamımızın. Yoksa her şeyin üstesinden geliyoruz evelallah! Mesela dün oradaki o canavar gibi kadınların yarısından fazlası eve, çocuklarının okul çıkışına yetişebilmek için oturum sonuna kadar kalamadılar. Dönüp dolaşıp yine ara kuşak beyaz yakalı annenin dramına geliyor konu.
Üçüncü oturumda Sosyal Medyanın Birleştirici Gücü konuşuldu. Esra Sengülen moderatörlüğünde Twitter Kamu Politikaları Direktörü Emine Etili, Facebook Kamu Politikaları Direktörü Nilay Erdem ve Godaddy Emea Direktörü Selina Bieber söz aldılar ve daha çok sosyal medyada güvenliğimizin çevresinde dönen konuşmalar esnasında iyi bir kullanıcısı olduğumu düşündüğüm Facebook ve Twitter hakkında bilmediğim ne çok şey olduğunu şaşkınlıkla fark ettim. Oturumların videolarını izlediğinizde siz de sosyal medyadaki güvenliğiniz hakkında çok şey öğreneceksiniz eminim.
Dördüncü oturum benim özellikle izlemek istediğim bir konu üzerineydi "Dijital Dünyada Kalbini Korumak." Bunun her zaman mümkün olamadığını yakinen görüyor, izliyorum bir dijital topuk olarak. İnsanların, Avukat Feyza Altun'un da bahsettiği gibi önünde bir kalkan varken, gerçekte olabileceklerinden çok daha acımasız davranabildiklerini, gerçek yaşamda asla kuramayacakları cümleleri, veremeyecekleri tepkileri "bulunamayacaklarını" düşündükleri için dijital ortamda verebildiklerini hepimiz hemen her gün görüyoruz. Feyza Altun, bu bulunamayacağını düşünüp şövalyelik yapan arkadaşların bulunduklarında nasıl mazlum hale büründüklerini örnekleriyle anlattı ve bizi çok güldürdü. Zaten severdim kendisini ama bu kadar eğlenceli biri olabileceğini düşünmemiştim.
Oturumun moderatörü Serdar Kuzuloğlu ise tam bir harikaydı. İlk kez karşılaşmış olmaktan dolayı esef duydum.
Ama bence de dijital dünyada kalbini korumanın yolu, sakinliği ile Serdar Kuzuloğlu ve Feyza Altun'u dehşete düşüren Uzman Klinik Psikolog Deniz Erdem'in de bahsettiği üzere; çok da ciddiye almamak. Bunun mümkün olup olamaması sizin kendinizle olan ilişkinize bağlı. Başkalarını ne kadar önemsediğinizle ilgili olarak, dijital dünyada kalbinizi korumanız mümkün ya da değil.
Ve beşinci oturum, inanılmaz keyifli, enerjisi yüksek ve alabileceğiniz mesajlarla dolu bir oturumdu. Hemen her kadının enerjisine hayran olduğu Ayşe Arman, Ali Koç, Özgür Bolat ve Derya Divrikli ile muhteşem röportaj yaptı ayak üstü. Çocuklarımızı dijital ortamdan korumalı mıyız? Dijital yerliler ve dijital göçmenler kimler? Merak doğuştan mı gelir? En güçlü öğrenme modeli. Çocuklara rol model olmak... gibi her biri başlı başına bir yazı konusu olan pek çok konu doyurucu bir şekilde tartışıldı. Sanırım kısa bir süre içinde Teknolojik Anneler sayfasından tamamını izleyebileceksiniz oturumun.
Dijital Topuklar Facebook sayfasından videoların bir kısmına ulaşabilirsiniz; https://www.facebook.com/dijitaltopuklar/?fref=ts
Oturum aralarında, kadınların ilham veren başarı öykülerini dinledik.
Zirve başlı başına büyük bir başarıydı zaten. İki kadının elinden çıkan ve tüm kadınlara ilham olması gereken bir başarı öyküsü olarak kendi başına orada duruyordu. Ama bence en büyük başarı, başarını alkışlatabilecek ilişkiler kurabilmek.
Dün orada yüzden fazla kadın, hemcinslerini ayakta alkışladı. Bence Elif ve Perihan'ın en büyük başarılarından biri de buydu.