Gelen iş teklifini kabul etmeyi düşündüğüm dönemlerde kreş arayışını sıklaştırmıştık, sonra özel sektörün çalışma saatleriyle kreş saatlerini bir türlü denk getiremeyince; anneanne-babaanneden de destek alamayınca çalışma mevzusunu rafa kaldırıp haftada bir kaç yarım gün şekline getirdik aramaları.
Daha önce çevremdeki annelerden bir çok sıkıntı duymuştum fakat; işin içine girince ne kadar derin bir mevzu olduğu, ne kadar iyi düşünülerek karar verilmesi gerektiği daha iyi anlaşılıyor. Kreş aşamasının ne kadar zorlu bir aşama olduğunu böylece bizzat tecrübe ettim.
Bu tecrübe sırasında yaşadığım bir olayı yazacağım. Konunun vahameti daha iyi anlaşılsın.
Semtimizin ana okullarıyla meşhur güzide bir sokağında; çok güzel bir bahçesi olan, rengarenk bir kreş cezbetti bizi. Kapısını çalıp görüşmek istedik, buyur ettiler. Ada'yı bir öğretmen gelip aldı; ben de kreş sahibiyle baş başa kaldım. Meramımı anlatmaya başlayacaktım ki; "af edersiniz ne iş yapıyorsunuz" diye sordu. Ben de uzun uzadıya anlatmak yerine -o esnada ne kadar mühim olduğunu bilmiyorum bu sorunun- sadece "ev hanımıyım" deyiverdim. Sahibin yüzü buruştu "hmmm" dedi, önündeki kağıda bir şeyler yazdı "peki eşiniz beyefendi ne işle meşguller?" diye sordu. Söyledim; rahatladı, arkasına yaslandı; "bizim çocuklarımız semtin ileri gelen ailelerinin çocukları, velilerimiz kendileri gibi elit çocuklarla bir arada olsun istiyorlar çocuklarını" dedi.
Elit çocuk ne yahu; sabah kahvaltısını havyarla mı yapıyorlar diye düşünüp güldüm. Bir şey söylemedim. O elit velilerinden böyle şeyler duymaya alışkın değildir belki.
Bu aşamadan sonra kreşle görüşmenin bir anlamı yoktu zaten; teşekkür edip ayrıldım.
Çocuğun büyüdükçe sorunun büyüyecek diyenler bundan mı bahsediyordu acaba? Çocuğumdan yana sıkıntı yok ama; gerçekten o büyüdükçe insanlardan yana sıkıntım büyüyor!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Fikrinizi paylaşın