"Besle/uyut büyüsün" döneminin geride kalmış olması çocuklar açısından çok sevindirici bir durum, artık anne karnından itibaren "birey" sayılıyorlar; gerekli sevgiyi, saygıyı daha fasulye kadarken almaya başlıyorlar, bu muhteşem bir şey de; bir de işin başka bir boyutu var; anne açısından hayat gittikçe zorlaşıyor.
Vücudundan BetaHcg hormonunun sinyal verdiğini fark ettiği andan itibaren; bir daha asla hayatı eskisi gibi olmuyor annenin; o güne kadar ağzına sokmadığı yeşilliklerle beslenmeye başlıyor birden bire, yediği içtiği her şeyin içeriğine dikkat etmeye başlıyor, daha sakin bir ruh haline bürünebilmek için elinden geleni yapıyor, daha düzenli ve daha sağlıklı yaşamaya başlıyor; "bebeği için" yaşamaya; henüz bebek değil "embriyon" olduğu zamanlarda başlıyor.
Sonra beklenen an geliyor; onun için hazırlanmış bir eve, onun için hazırlanmış bir aileye teşrif ediyor bebek.
"Besle, uyut, büyüt" döneminden kalma büyükannelerle girilen savaşlar, gelişimi için takip edilen oyunlar, oyuncaklar (bknz:bir çocuk gelişim müzesi olarak arka balkon), o zamana kadar eve girmemiş envai çeşit sebze-meyve ile yapılan püre denemeleri (iyy bu ne biçim şey bunu yedirmem çocuğuma diyen babayla kavga), daha ba-ba diyemiyorken kütüphanesinin dolmaya başlaması (koş bey bizim oğlan entel oldu) ondan bebek diye bahsedenlere çemkirme (onun bi ismi var tamam mııığğ), ısrarla onun bir "birey" olduğuna çevreyi-hatta bebeği de- ikna etmeye çalışma çabası (altına yapan birey mi olur?), sosyal yaşam içinde "arkadaşça" onunla paylaşmaya çalışılan zamanlar; (evet anne bir bireyim ama bu tuzu bu tabağa boşaltmaya bayılıyorum), kalori cetvelleri, zeka geliştiren oyuncaklar, çocuk psikolojisi, çocuk gelişimi, bilişsel gelişimi, fiziksel gelişimi................
Sonuç; yorgun ve zavallı bir anne. Kendi yarattığı sorunlar içinde; çözüm bulamadan debelenip duran bir anne. Geleneksel büyütülmüş, modern büyütmeye çalışan ve bu sebeple de sürekli "ya hata yapıyorsam" korkusu yaşayan bir anne. Kimseye güvenemediği için; kendine nefes alacak beş dakika bile ayıramayan, bebeğinden ayrılamayan, "bağımlı" bir anne. Çocuğun gelişimi için mutlak dendiğinden gönlü aslında hiç de elvermeden kreşe başlattığı bebeğinin güle oynaya arkasına bile bakmadan (oğlum bi öpeydim de öyle gideydin) sınıfa koşmasından sonra dünyası kararan bir anne. Birey olarak yetiştirmeye çalıştığı evladı "birey" olunca kendisinden kopuyor diye paniğe kapılan bir anne. Yorgunluktan, sinirleri harap olmuş ve durmadan "ben bu işi neden beceremiyorum" diye ağlayan bir anne.
Buyrun benim!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Fikrinizi paylaşın