Ben zaten kendiyle zoru olan bir insanım. Böyle mi yetiştirildim doğuştan mı bilmiyorum ama, yaptığım hiçbir şeyi hakkıyla yapıyormuşum gibi gelmez, her yaptığım şeyde bir eksiğimi arar, her olayda suçu kendimde bulurum. Sanırım çocukken düştüğüm yeri pek dövmemiş bizimkiler.
Psikolojik alt yapısı nedir bilmiyorum durumun ama, her meselede olduğu gibi anneliğimde de delicesine titizlenir ancak asla kendimi yeterli- iyi bulmam. Sağ olsun çevredeki tombul teyzeler de birazcık bile iyiymişim gibi hissetmeme izin vermezler.
Durum zaten böyleyken, bir de sosyal alemin baskısı altına soktum kendimi. İnstagramda yulaf bilmem nesinden yapılmış ekmeklerle, bilmem ne tohumundan yapılmış pilavlarla, adını bile duymadığım sebzelerle ya da balıklarla yapılmış çorbalarla çevrildi etrafım birden bire. Fotoğrafta yüzü gözü çorbaya bulanmış bir bebek altında "ebegümeci sosuyla marine edilmiş somon çorbasını pek seviyor teyzeleri", bir kase garip bitki altına yazılmış "organik jabuticabalarımız da geldi sonunda" yazılarını gördükçe "Allahım benim çocuklarım hiç vitamin almıyor, ölecek gariplerim" bunalımlarına girdim. Benimkiler anca pırasa, havuç yiyor. (bildiğin pırasa evet, uzunca olan) Facebookta etkinlikten etkinliğe koşturulan çocukları gördükçe çocuklarım cahil kalıyor diye (ki cahillerden biri henüz 13 aylık) delirmelere bağladım. Twitterı hiç anlatmıyorum zaten herkesin çocuğu harika uyku eğitimi almış, yemek yeme sorunu yok, herkesin çocuğu ayrı bir melek, bir ben becerememişim çocuk büyütmeyi zira benimkiler bildiğin çocuk! Yani o sümükleri akan, istediği olmayınca ağzını havaya açıp japon animeler gibi yanlara doğru gözyaşı fışkırtan çocuklardan, bildiğin fani.
Herkes çocuğuna ne kadar iyi baktığını, ne kadar düşündüğünü başkasının gözüne sokma derdinde sanki.
Anneliğin bir gösteri dünyasına döndüğünü düşünüyorum ben.
Bazen kendimi içimden elimde telefon bir yandan fotografları likelayıp bir yandan da "he annem en güzeli sensin he, en iyisi sensin he, süper çocuk yetiştiriyorsun, alkış sana" diye tezahürat yaparken buluyorum.