Her "Bebek" doğduğunda bir "Anne" doğar.

Bu Blogda Ara

Beylikdüzü Mekanları

Işığını Takip Edenler

Beylikdüzü Anaokulu

Bumerang - Yazarkafe

Mart 03, 2017

Bir Yaşam Tarzı Manifestosu: Sade

2017  planlarım arasında yaşamımı biraz daha sadeleştirmek vardı. Hatta 2016 Tuyap Kitap Fuarından bunun için yol gösterici bir kaç kaynak kitap da almıştım. Yaşamını sadeleştirmek herkesin yapmak istediği ama bir türlü neresinden başlayacağını bilemediği bir şey. Bu yüzden nereden başlayacağını ve nasıl yol alacağını anlatan bir kaynak iyi oluyor. Henüz o kitapları okumaya fırsat bulamamışken bir kitap kulübü kurmaya karar verdik. Sonrasında benden istenen kitap listesini hazırlarken okuduğum / okumayı planladığım kitapların yazarları arasında Türk yazarlar olmadığını şaşırarak fark ettim ve "sadeleşme" teması ile ilgili Türk yazarların elinden çıkmış bir kitap aramaya başladım. Sade ile yollarımız böyle kesişti. İyi ki kesişti. 

İki arkadaşın kendi yaşam stillerinden yola çıkarak yazdıkları bir kitap Sade. Begüm Başoğlu ve Ege Erim, yaşamın karmaşasından sıkılıp kendileri için kurdukları bu yaşam şeklini buna ihtiyacı olan herkese anlatmak, henüz ihtiyaç duymayanlarda ise farkındalık yaratmak istemiş ve ortaya bu kitap çıkmış.





Begüm Başoğlu, çok küçük yaşlarda edebiyat ve moda tarihine karşı ilgi duyduğunun farkına varıyor ve bu alanlarda eğitim alıyor. İstanbul Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdikten sonra Milano'da Moda Tarihi eğitimi alan Begüm Başoğlu, iş hayatına başladığında, yaşamının hayallerindeki gibi olmadığını fark ediyor. Yaşamının büyük bir kısmının yollarda ve iş yerinde geçmesinden, birlikte çalıştığı insanları ailesinden daha fazla görmekten, sevdiği pek çok şeye vakit ayıramamaktan dolayı mutsuz olduğunu farkına varan Begüm Başoğlu, bu noktada "mutlu bir iş hayatına nasıl sahip olabilirim" diye düşünmeye başlıyor. 

Bu sorgulama sırasında kendine ilk sorduğu soru "Neye imreniyorum?" oluyor ve "sakin yaşayan, dilediği şeylere dilediği kadar zaman ayırabilen, hayal ettiği şeyleri üretmeye vakit ve enerji bulabilen insanlara" imrendiğinin farkına varıyor. Kriz yönetiminden, kalabalıklardan, politik insan ilişkilerinden hoşlanmadığını gören Begüm Başoğlu, iletişim sektöründe devam etmekte ısrar ederek iş yaşamını mutlu bir iş yaşamına dönüştüremeyeceğini anlıyor. Ne yapması gerektiği üzerinde düşünmeye başlayınca, yeni bir yaşam stili de oluşmaya başlıyor; Sade, sevdiği şeyleri yaptığı ve kendini iyi hissettiği bir yaşam

Bu arada yüksek lisansını Karşılaştırmalı Edebiyat üzerine yapmaya karar veren Begüm Başoğlu'nun yolu Ege Erim ile kesişiyor. Yüksek lisansını karşılaştırmalı edebiyat üzerine yapmış olan Ege Erim ile buluştuklarında akıllarında karşılaştırmalı edebiyat olmasına karşın, ayrılırken akıllarındaki tek şey Sade'yi yazmak oluyor. Ve Sade'nin hikayesi de böyle başlıyor.

Ege Erim, edebiyata ilgi duyduğunu fark edip Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünü bitirdikten sonra Sorbonne da master ve doktorasını yapıyor ve iş yaşamına atıldığında O da Begüm Başoğlu'nun yaşadığı şaşkınlığı yaşıyor. 

Pek çok alanda zevk alarak çalışabileceği ortamı arayan Ege Erim'in yalnızca sevdiği şeylerle meşgul olmak ve bunu yaparken de para kazanabilmek gibi bir bakış açısı oluşmuş. Kazandığı para ve harcadığı para için notlar tutmaya başladığında gereksiz harcadığının (gereksiz harcama tanımı da şu Ege Erim'in: harcadığım paranın beni harcama miktarı kadar tatmin etmediğini yani karşılığını beklediğim kadar mutluluk olarak alamadığımı gördüğümde bu parayı boşuna harcadığımı düşündüm.) farkına varmış ve mümkün olduğunca satın almadan yaşamaya yönelmiş. Sade yaşam stilleri üzerine araştırmalarla yeni yaşam stilini destekleyen Ege Erim, Begüm Başoğlu ile de tanıştıktan sonra kendileri gibi düşünen insanlara ulaşmayı istiyor ve böylece ikili Sade'yi yazıyor, eş zamanlı olarak da  www.sadeyasamak.com u kuruyorlar.




Kitap gardırobunuzu sadeleştirmekle başlıyor. Gardırobunuzdaki eşyalar üzerinize geliyorsa ve temizlemeniz gerektiğini düşünüyorsanız "nereden başlamanız gerektiğine karar vermek için önce neleri çok sık kullandığınıza, tarzınızın ne olduğuna, aldığınız şeylerin sizin tarzınız mı yoksa başkasında gördüğünüzde hoşunuza giden şeyler mi olduğunun farkına varın" diyor.

Evinizi, yediklerinizi, hayatınızdaki insanları, teknoloji kullanımına ayırdığınız süreyi, para harcama şeklinizi, her şeyi sadeleştirebilirsiniz. Ve aslında bu sadeleşme size huzurun kapılarını açacak. 

Sade yaşam, hayatınızdaki her şeyin sizin için doğru olan, size kendinizi iyi hissettiren sayıda tutulması, gereksiz kalabalıklardan ve biriktirmekten vazgeçilmesi esasına dayanıyor

Kitaplar, kırtasiye malzemeleri ve teknoloji kullanımında azaltmaya gidemeyeceğim konusundaki isyanım sonrasında "doğru miktar sizi iyi hissettiren, mutlu eden miktardır." maddesini öğrenmiş oldum Sade yaşam manifestosunun. 

Yapmanız gereken yaşamınızda sizi neyin tutsak ettiğini ve neyden rahatsız olduğunuzu bulmak ve önceliklerinizi belirlemek. 

Neyi biriktirmek sizi huzursuz ediyor? 

Nasıl daha mutlu olabilirsiniz?